Sonucu Daralt
Kategori
(x)Deneme
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 979 kayıt bulunmuştur Gösterilen 360-380 / Aktif Sayfa : 19
İsmet Özel'in şiir sanatı vesilesiyle yaşama sanatına bulaşmış olması okuyacağınız yazılar tomarına, giderek bu kitaba seçtiği serlevhanın Dil ile İkrar olarak belirmesini gerektirmiştir. Dil ile İkrar evvelce neşrolunmuş Desem Öldürürler Demesem Öldüm , Küfrün İhsanı Olmaz ve Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı kitaplarından sonra Kur'an harfleri ile sağdan sola, latin harfleri ile de soldan sağa neşredilmiş dördüncü İsmet Özel kitabıdır. Neyi yazacağım? Dil ile ikrar edeceğim ne olmalı? Söz bahsinde bize ve
72 TL.
Tükendi
Uzmanlıklar çağında yaşıyoruz. İvan İllich'in deyimiyle kabiliyetsizleştirici uzmanlıklar çağında hem de... Her konuyu uzmanlara bırakırken, fıtratın sesi de, vahyin sesi de duyulamıyor kulaklarımızda. Bunca gürültü arasında, kendi iç sesimizi dahi duyamaz haldeyiz. Oyuncak Tamirhanesi bu duruma karşı yürekli bir isyanın ifadesi. Özelde psikolojizmin insana tahakkümüne meydan okuyan Metin Karabaşoğlu, şu gerçeği seslendiriyor: İnsanı tanımak, bir uzmanlık konusu değildir. Kendi iç sesine ve vahyin sesine be
230 TL.
Özkan Gözel'in bu eserindeki metinlere sinen temel saik, hakikat kaygısı bir bakıma. Burada hakikatten ve onunla ilişkiden kasıt soyut, zihinsel ve temaşa esaslı bir durum değil. Bilakis hakikat ve/veya hakikatsizlik dediğimiz gündelik hayatımıza, bu hayatın detaylarına dâhil olan, karışan bir şey. Bu kitap, varlık, zaman, etik, kendilik, ötekilik, ölüm, ideoloji, teknoloji, sanat, dil, iletişim gibi hakikatle/hakikatsizlikle esastan bağlantılı bazı hayatî meseleleri bir yandan somutlukları ve/veya gündelik
200 TL.
Insanız. Ten kafesinde yaşıyoruz. Bilinmezliklerle dolu bir hayatta var olmaya çalışıyoruz. Bedenimiz zayıf, algımız kısıtlı, güçlerimiz sınırlı. Bazen yorgun, bazen bıkkın, bazen sıkılgan oluyoruz. Bazen alıngan, bazen kırılgan, bazen de somurtkan oluyoruz. Bugün havanın nasıl olacağını, kiminle karşılaşacağımızı, neler yaşayacağımızı kontrol edemiyoruz. Bazen öyle oluyor ki ne yapacağımızı, ne hissedeceğimizi, ne düşüneceğimizi bile kontrol edemiyoruz. Hâl böyle olunca, insan bu kadar aciz kalınca istediğ
25 TL.
Tükendi
Merhaba sevgilim, ben hayatının geri kalanı... Sen benim Allah'a olan şükrümsün. Hiçbir zaman gideceğine inanmadım. Dönecek olman da sürpriz değil. Sen hep vardın. Şurada asılı duran anahtarın gibi. Dinlediğim şarkıların sözlerinde, kalabalıkta seni ayırt ettiğim kokuda, yanımda duran yastıktasın. Senin göğsümün içinde bir evin var. Dışarıdan açılmaz, içeriden çıkılamaz. Kilitsiz, ama sadece bana ait. Gökyüzü durağı, aşkın durağı. Orada bütün sorular akla değil kalbe soruluyor, cevapları yine kalpte aranıyo
159 TL.
Haruki Murakami'den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin... Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi? Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi. Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi
28 TL.
Tükendi
Açıl susam açıl! Bu söz, sana yeni kapılar, yeni evrenler açıyor. Görünmeyeni görmeye başlıyorsun bu sözün ardında. Belki yeni evrenlerin daha küçük, daha loş, hatta iyice karanlık; alışık olduğun, gördüğün, duyumsadığın, algıladığın yegane büyük evren kadar tanıdık değil, ama yine de birbirine koşut sayısız evrenin içine girip çıkıyorsun. Önemli olan, âlemler arasındaki gizli kapıları, geçiş noktalarını bulabilmek, birinden ötekine usulca geçebilmek. Bu kapı senin kapındır. Senin kapından başka kapı
157 TL.
DEVEKUŞUNA MEKTUPLAR2-YAZ BOZ TAHTASI Yaz Boz Tahtası Haldun Taner'in Devekuşuna Mektuplar başlıklı köşe yazılarından oluşan ikinci kitabı. 1970'li yıllarda günlük olaylar, toplumsal, siyasal, kültürel gelişmeler, değişmeler ve en önemlisi tekrarlanan sorunlar çevresindeki görüşleri ilgiyle izlenen, gazete yazarlığına bir kültürel derinlik, edebi lezzet getiren bir yazardı Haldun Taner. O günlerde Haldun Taner gibi tiryakisi olan yazarların köşe yazıları okurlarınca kesilir, biriktirilir, saklanırdı. O yü
114 TL.
Olaylar bir simülasyonda geçmektedir. Geçmişteki bazı olaylarla, gelecekteki bazı olayların karışımıdır. Bazı olaylar ise hiç yaşanmamıştır. Oysa her 6:45 okuru bilir ki yazıya düşen her şey ya yaşanmıştır ya yaşanacaktır... Bir gün kelebeğin çığlığını duyacaksın ya da Satürn sana fısıldayacak...
100 TL.
Kötü, beğenmediğimiz durumlara alışmayı sıkıcı, istenmez buluruz da güzel, sevdiğimiz varlıklara, durumlara alışmayı o kadar da itici, rahatsız edici bulmayız nedense. Kötü alışkanlıklara karşı uyaranımız çoktur ama 'alışkanlığa' karşı uyarılmayız nedense. Çünkü alışkanlığın iyisi kötüsü olmaz ve alışkanlık bütünüyle kötü birşeydir! İyi alışkanlıklar nelerdir sayabilir miyiz? İnsanlara iyilik etmek, sevmek, kitap okumak, namaz kılmak selamlaşmak, dua etmek, ağlamak, yağmurda yürümek, düşünmek (hadi bu eylem
172 TL.
Sayıların kelimelerine Türkçede neden öyle denilmiş? ikiye neden iki diyoruz, altıya neden altı diyoruz, neyin altı? Kırk neden kırk? Bu sorular birçoğumuzun aklına takılmıştır mutlaka. Çoğumuz bunların üzerinde fazla durmaz geçeriz, ancak Asım Gültekin geçmemiş. Yıllarca bitmeyen bir merak ile konu üzerinde çalışmış, bulabildiği en ufak kaynak metinleri okumuş, okuduklarınıda seminer ve derslerde başkaları da paylaşmış. iki hakkında yazdığı yazılar ile başladığı sayıların kökenine ilişkin deneme metinleri
85 TL.
Tükendi
bir gün bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir yabancıyı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga, biri leylek... O kadar farklıdır ki kuşlar, ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle
149 TL.
On dokuzuncu yüzyıldan başlayarak değişik eğilimler ve biçimlerle gelişen Fransız romanının, yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra çok daha devingen bir döneme girdiği bilinmektedir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesinde yazılan örneklerinin gelenekselleşen biçimlerin ve izleklerin dışına çıkma çabası içinde olduklarını, özyaşamöyküleri, deneme türüne yakın içtenlikli günlükler ve bilinçaltını yoklayan gerçeküstücü anlatılar içeren romanlardan tanıyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında da, bu akımların
160 TL.
Cesaret kalbim, cesaret! Sustun bütün kış, ürktün kırılmaktan; Çok gerilerde kaldı derken kar, Sonra bahar Ve temmuz geçti. Diyor Hüsrev Hatemi "Ağustos Melali" şiirinde. Kuşlar ve Zaman, Hüsrev Hatemi'nin cesaretle çıktığı yolculuğunu hepimizin yolculuğuna dönüştüren, ruhumuza seslenirken zihnimizi de ihmal etmeyen denemelerden oluşuyor.Hüsrev Hatemi, şiirsel diline eşlik eden mizahıyla, "Kuşlar" ve "Zaman"ın arasında mevsimlerden müziğe; doğadan şehirlere; gündelik hayatın akışından kültürel mirasımı
495 TL.
''Yeni bir devlet, yeni bir ulus ve yeni bir insan inşa etme çabasının zir- Vede olduğu dönemlerdi.Doğu'ya özgü ne varsa silinmeli, insanlar sa- dece Batı değerlerine uygun şeyler giymeli, Batılı standartlarda oku- malı ve müzik dinlemeliydi.Belki de söz konusu değişimin en önemli göstergesi, müzikti.Bu kapsamda planlamalar yapılmıştı, ülkenin yeni bachlar, Beethovenlar ve Mozartlar çıkarması bekleniyordu.Ama olay- lar çok farklı gelişmişti.Neye niyet, neye kısmet işte...'' ''Arabesk, bir dönem itilen, hor
275 TL.
Gittiğinizde ardınızdan gelen birisi yoksa, siz zaten çoktan terk edilmişsinizdir... Seninle denizin karşısına oturup sohbet edilemez artık, sen denizleri de kurutursun. Ben küller arasında güller yetiştirmeye çalışmışım aslında. İşte öyle inanmışım sevildiğime. Sen yüreğimin merkezine oturmuş en büyük hayal kırıklığımsın. Kim bana uzaksa ona yakın oldum, ondandır kendime olan bu uzaklığım. Olmadı bu vedalar, sen benim dualarıma da yakışmazsın artık. Biraz yalnızlık iyileştirecek beni. Ama dönme geri yaral
120 TL.
Türk Milliyetçileri, ırk ve ırkçılık konusuna ancak milletimizi ve milliyetçiliğimizi ilgilendirdiği ölçüde eğilmişlerdir. Yalnız ırkçılıkla uğraşan, meselâ Gobineau'ya benzer bir milliyetçi, yoktur. Namuslu bir değerlendirme yapılırsa kesinlikle ortaya çıkar ki; Türk Milliyetçileri, ırkçılığın zararlı sayılması mümkün olan iki şekline de itibar etmemişlerdir. Sözü geçen şekillerden birisi bir millete mensubiyetin, somatik bazı ölçülerdeki ortaklıkla tesbit edilmesidir. Kendilerini ırkçı sayanlar da dahil,
366 TL.
Günlüklerinin Defterler adı altında eksiksiz yayımlanmasının ardından, Nilgün Marmara'nın kaleminden çıkan her şeyin, sonunda bütünlüklü bir yayınla bir araya getirilmesi düşüncesiyle yayına hazırlanan Kağıtlar'ı okuyucuya sunuyoruz. Kağıtlar, Marmara'nın defterlerine eşlik eden bir tomar kağıt arasından seçilmiş fragmanlardan oluşuyor: Daktiloya Çekilmiş Şiirler'de yayımlanmış bazı şiirlerin ilk versiyonları ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış poeme enprose'lar, şiirler, bağımsız dizeler, dost mektupl
43 TL.
Tükendi
Fikrî Çelebi, on altıncı yüzyılda yaşamış önemli divan şairlerinden biridir. Uzun yıllar kadılık yapmış olan şairden devrin bütün kaynakları övgüyle söz eder. Çok sayıda eser yazmış olsa da, bugüne kadar Fikrî Çelebi'nin hiçbir eseri ele geçmemişti. Ebkâr-ı Efkâr, şairin ortaya çıkarılan ilk eseri olup Ali Emre Özyıldırım tarafından bulunmuş ve yayına hazırlanmıştır. Eser, şairin başından geçen sıra dışı bir aşk macerasının manzum hikâyesidir. Eserin başkahramanı olan Fikrî Çelebi, aşk yolculuğunu son derec
106 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 979 kayıt bulunmuştur Gösterilen 360-380 / Aktif Sayfa : 19