Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Nesin Yayınevi
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Kurttan korkusu olmayan Ölmüş Eşek'in Tahtalıköy'den yeryüzündeki arkadaşı Eşekarısı'na yazdığı mektuplar. Sevgili Eşekarısı, Mektubumu alınca şaşıracaksın. Biz onu çoktan nalları dikti biliyorduk, yine hangi ahırdan çıktı diye afallayacaksın. Hiç şaşma, Tahtalıköy'deyim. Sana bu mektubumu Tahtalıköy'den yazıyorum. Bir zamanlar yeryüzünde yaşamış bütün büyükler, ünlüler, ileri gelenler, hepsi burda. Ben de onların arasındayım. Sen şimdi, Vah vah, sağlığında değerini bilememişiz! diyerek ne denli dizini döv
98 TL.
Gazeteci yeni tımarhane müdürüne soruyordu: - Siz daha dün, delileri kaçırmamak için çalışanlar arasında değil miydiniz? Müdür bu soruya, - Evet, diye karşılık veriyordu. - İçeri kapatılanların akıllı olduklarını bilmiyor musunuz? - Biliyorum. - Sizi buraya kim müdür yaptı? - Deliler. - Öyleyse, nasıl oluyor da, kendiniz de akıllı olduğunuz halde içerdeki akıllı arkadaşlarınızı dışarı bırakmıyorsunuz? Müdür bu soruya çok kısa ve kesin şu cevabı vermişti: - Arkadaş, vazife vazifedir. İşte o kadar. Deliler B
93 TL.
Günümüzde adını şaire çıkarmış olanların çoğu, şiire saygıları olmadığından şiir yazdıkları sanısını sürdürüyorlar. Şiirin büyük sanat olduğuna inanırım; çünkü biçokları, şair olamadıkları için ünlü ve büyük yazar olmak zorunda kalmışlardır. Bu sözleri kendim için söylemiyorum, çünkü ben, ne denli kötü şiir yazılabileceğini göstererek şiirde büyük başarı kazandım. Kendi Hikâyemden bir bölüm
85 TL.
Ülkeler arasındaki gerçek dostluk, o ülkelerin halkları arasındaki sevgidir. En sağlam sevgi de, halkların birbirlerini doğru olarak tanımalarıyla oluşabilir. Halkları birbirlerine doğrulukla tanıtıp aralarında sevgi bağını, yani gerçek dostluğu, kurmak da en başta yazarların, sanatçıların görevidir. Bu gezi yazılarımda elimden geldiğince bu görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. ... Elli yıl sonra bugünkü iktidarların hiçbiri kalmaz; bu kitabın yazarı da kalmaz. Ama Türk halkı da, Arap halkı da elli değil
95 TL.
Sizler bana salt ders değil Canınızdan can verdiniz Daha dersliğe girmeden siz Duyardık barut kokusunu Kurtuluş Savaşından sinmiş derinize Bilemedik barış tanrıları olduğunuzu Ne de alçakgönüllüydünüz Kiminizin yarası içinde kiminizin yüzünde Bigünden bigüne övünmediniz ... Özyaşamöyküsünde özel bir yer ayırdığı öğretmenleri için yazdığı şiirin giriş bölümünden
108 TL.
Vatan Evlatları Partisi'nin başında Kafakan Bey vardı. Kötü adam denilemezdi. Uluslararası toplantılarda uyumaktan, uyumadığı zamanlarda da burnunu karıştırmaktan başka kötü bir huyu yoktu. Kafakan Bey, Başbakan oldu. Onun Başbakan oluşunu, ana muhalefet partisi olan Yaşasın Memleket Partililer çekemediler. Her ne uğruna olursa olsun, Vatan Partisi'ni iktidardan düşürmek istiyorlardı. Durmadan burnunu karıştıran bir adamın Başbakan olması, ulusal onurlarına dokunuyordu. Kafakan Bey'in ve arkadaşlarının
100 TL.
Anadolu Konfor Palaslarla dolu. Yolların üzerinde Konfor palas yazılı, oklu levhalar var. Bu Konfor Palaslarda hela bile yok, gerisini siz düşünün. Helalar yapılardan ayrı, uzakta, bir koca aralık, bir pis çukur Konfordan Palastan aşağısı kurtarmıyor. Palaspamdırasın adını Konfor Palas koymuşlar. Adı değişti mi, her şey değişir bellemişiz. Baksanıza, bize demokrasinin adından bir şey var mı? Dışarıdan bak, Konfor Palas. İçi palaspandıras Dışından bak, demokrasi. Dışı seni yakar, içi beni. Yol Üstü adlı böl
133 TL.
Ben yazar olarak birlikte yaşayıp birlikte öldüklerimin kişiliklerini ortaya koyacağım. Ve bunu yapmakla da yaptıklarının, yapıp ettiklerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağım. Romancı, öykücü ve oyun yazarı olarak, bir yazarın işi budur: İnsanı vermek. İnsanı vermek, her yanıyla insanın kişiliğini vermek demektir. Dileyenler, yazacaklar çıkarsa beni de böyle yazmalarını isterim. Böyle isterim derken, benim yaşamımda olumsuzluklar, kötü yanlar yoktur diye meydan okuyor değilim. Vardır. Onlar da yaz
148 TL.
Gülay, - Neler söylüyorsun ağabey, dedi, babamın polisle ne işi olurmuş? Mehpare Hanım, - Şimdi yüreğime inecek, dedi. Öyle bir adam ne yapar da polis tutarmış? Metin korkulu bir sesle, teker teker: - Gazeteler aylardanberi bir Toros Canavarı'ndan söz ediyorlar ya... - Eeee?.. - Evet?.. - İşte o Toros Canavarı babammış... Polis öyle söyledi. Yakalamışlar babamı. Babam Toros Canavarı'ymış... Mehpare Hanımdan, Ayy... diye bir ses duyuldu. Kadın yere yığıldı. Ve bu sırada tavandaki delikten üçünün de üstüne b
98 TL.
Yazmak için, özellikle zaman geçsin istedim, bekledim. Çünkü olayı anlatırken kişisel duygularıma kapılmak, yapılan baskının etkisinde kalmak istemedim. Elimden geldiğince yansız kalarak, polisçe gözaltında tutulduğum ve sürekli sorguya çekildiğim saatleri bütün ayrıntılarıyla anlatacağım. Otuzaltı saat poliste gözaltında kalmak ve yedibuçuk saat sürekli sorguya çekilmek, bizdeki biçimsel demokraside olağanüstü bir olay sayılmaz, bundan çok daha kötü olaylar olağandır. Ancak bir özelliği olan, polislerin ev
103 TL.
Bu akşam yine konuşmak, dertleşmek istiyorum. Fakat kiminle konuşacağım? Bu hatıralar, bibakıma da kendi kendimle konuşmalarım oluyor. Yine elim tutuluncaya, parmaklarım kalemi tutamaz oluncaya kadar yazacağım. Son günlerde parmaklarım büsbütün isyankâr oldular. (Üsküdar Cezaevi, 25 Ekim 1951) Bu güncede roman, oyun, senaryo, öykü ve şiir taslaklarını olgunlaştıran bir Aziz Nesin bulacaksınız. Bu güncede Aziz Nesin'in rüyalarını, karabasanlarını, düşlerini bulacaksınız. Bu güncede kendini kıyasıya eleştiren
105 TL.
Ben de sevgililerime öyküler anlatmaya başladım. Öyle çok sevgilime öyle çok öykü anlattım ki... Çocuklarıma anlattığım masalları uydurduğum gibi, sevgililerime anlattığım öyküleri de uyduruyorum. Ama öyle uyduruyorum ki, çocuklarımın uyduruk masallarına inandıkları gibi, sevgililerim de uydurduğum öykülere inanıyorlar. Bunda şaşacak hiçbir şey yok sevgili Ç... Çünkü, uydurduğum öykülere kendim de inanıyorum. Uydurduğum öykülerime sevgililerimin inanmasından, onlara benim bile inanmamdan çok daha şaşılası
100 TL.
Önümüzden bir taksi geçerken cebinden düdüğü çıkarıp fıır fııır öttürdü. Düdüğü öttürmesine, hızla giden taksi döndü geldi, önümüzde durdu. Biz taksiye bindik. İşin şaşılacak yanı, boş arabaya başkaları saldırmadı. Arabada, - Ulan Musa, yoksa sen trafik müdürü mü oldun? dedim. Parmağını dudağına götürüp ?sus işareti yaptı. Nişantaşı'nda taksiden indik. Musa cüzdana davrandı. Şoför, - Ayağını öpeyim abi, para istemez kurban olayım... dedi, para almadı. - Şoför tanıdık mı? dedim. - Yoo... dedi. - Ulan Musa,
83 TL.
Kim
1907 Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Rudyard Kipling ingiliz edebiyatının benzersiz şair ve yazarlarından biridir. Kipling çoğu Hindistan'da geçen romanlarında geçen yüzyılın Hint toplumunu ve kültürünü türlü zenginlikleriyle yansıtır. Kim bu romanlar içinde özellikle önemlidir. Sokakta yaşayan anne ve babasını yitirmiş yarı Hint yarı ingiliz bir çocuğun başından geçen ilginç olayları konu alır. Romanın kahramanı Kim'inyanı sıra Hint toplumundan ilginç kişilikler de romana renk katar. Bağımsız Hindistan'ın i
105 TL.
Bu yazılarda hiçbir yazı tekniği, yazış ustalığı gütmedim. Yani bu anlatılarda hiçbir kurgu, hiçbir uydurma yok. Yaşayıp gördüğüm yada yaşayanlardan, görenlerden dinlediğim hayvanlara değgin gerçek olayları süsleyip püslemeden, kendimden hiçbişey katmadan olduğu gibi yazdım. Hiç kuşkusuz bunları, okuyanlar kendilerine yararlı dersler çıkarsınlar diye yazdım. Ben de bu olayları yaşadığım yada yaşayanlardan dinlediğim zaman, onlardan kendime dersler çıkarmıştım. Ama bu kitapta anlattığım her olaydan sonra, on
85 TL.
Yaşlı erkeğin, çok zorlu bir sevinin kıskacından kurtulmaya çalıştığı, belki yüz kez ihanet ettiği yalnızlığına kendini bağışlatıp yeniden yalnızlığına sığınmaya uğraştığı bunalımlı bir zamanında karşısına çıkmıştı bu kız. Bikez daha ihanet etmemeye söz vererek, son ihanetini de son kez bağışlaması için yalnızlığına yalvardığı günlerdeydi. Yalnızlığını bu kaçıncı aldatmasıydı, bu kaçıncı söz verişi ve kaçma bağışlanmasıydı... Yaşlı adamın yalnızlığı, analar gibiydi. Analar, nice suçlu olurlarsa olsunlar, ço
93 TL.
- Başmemur çantayı karakola götürdü. Karakol iskele alanında. Ok gibi fırladım. Yüreğim kuş olup ağzımdan fırlayacak. Merdivenleri ikişer üçer atlayıp ilk kapıyı açtım, - Çanta!.. diye bağırdım. Bir çocuğa aşı yapan doktor, - Ne çantası? dedi. - Benim çantam. - Ne olmuş? - Kayboldu. - Ne zaman? - Sorguyu bırak bayım, çanta nerde? - Yukarıya bakın. Burası belediye hekimliği... Bikaç kapı daha açtıktan sonra karakolu bulabildim. İlk girdiğim odada dört polis vardı. - Çantaa! diye bağırdım. - Ne çantası? - Baş
90 TL.
Ama yedi yaşındaki oğlu Cengiz, - Anne be!.. dedi, babamdı vallahi. Babam bugün dükkâna gitmedi ki... Bilâl Amcanın kahvesindeydi... Çocuk lafını tamamlayamadan bir çığlık koptu. Esma, Cengiz'in kaba etine bir çimdik basmış, - Yumurcak... Sus... diye haykırmıştı. Kocasının kocaman Karadenizli burnunu duvarın köşesinden o da görmüştü. Ama konu komşunun yanında iki paralık olmak istemiyordu. Başını pencereden içeri çekip, - Etinden et koparılmış gibi bağırma domuz, şimdi alırım ayağımın altına!.. diye çocuğa
100 TL.
Tramvay Galatasaray´a gelmişti. Biletçi durmadan Habip´in çocuklarını anlatıyordu. En sonunda vatman da dayanamadı, başını kapıdan içeri uzattı. Herhalde biletçiye: İşine bak! diye çıkışacaktı. - Kimmiş o Fenerli ulan? diye sordu. Yolculardan biri, - Ne o, beğenmedin mi? dedi, benim. Ne olmuş? Vatman büsbütün içerledi: - Arkadaş, ben arabamda Fenerli yolcu taşıyamam. İn aşağı!.. Yolcu, - Asıl eşeklik bende ki, senin gibi Beşiktaşlı vatmanın arabasına binmişim, dedi arabadan atladı. Sporcu İnsanlarız Vessela
93 TL.
Şakacı Çocuklar, aynı mahallede yaşayan bir grup çocuğun başlarından geçen ilginç olayları anlatmaktadır. Evde, okulda, oyun alanlarında birbirleriyle yakın arkadaş olan bu çocuklar, kimi zaman yaramazlıklarının, kimi zaman yaptıkları şakaların sonucu güç durumlara düşerler. Aslında başlarından geçen serüvenler, onların dış dünyayla, gerçek hayatla tanışmalarının birer örneğidir. Çocuklar, yaşadıkları her olaydan yeni bir şey öğrenir, biraz daha büyüyüp olgunlaşırlar. Bu kitapta büyüme yolundaki roman kahr
100 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2