Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Hece Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 174 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Sonra tahterevalliye takıldı gözüm. Kim bilir kaç gündür bir yanı havada bir yanı yerde kalmıştı. Kendini tartamamak üzerine tasarlanmış bir oyuncaktı sonuçta. Hiç iki yanı yan yana ve dengede duramasın diye icat edilmişti. Çok acıdım tahterevalliye, Ayşegül. Ayağının uyuştuğunu düşündüm. Biz insanlar bir uzvumuz uyuşunca onu hissetmeyiz ya Tahterevallinin de ayağını kaybettiğini sanmasından korktum. Gidip uyuşan ayağını yukarı kaldırdım. Diğerini aşağı indirdim. Aşağı indirdiğim tarafa da, 'Hadi şimdi bira
152 TL.
Yine benim ellerim boynumda kaldı Dönüp dönüp yine kendi sesime uyandım İçim dışım kan, elimi ayağımı seninle yıkadılar Yine sen kazandın ey yalnızlık yine ben yandım
169 TL.
Hindistan Müslümanlarının iç dinamiklerini kaybettiği bir dönemde yetişen İkbal, Doğu ile Batı değerlerini çok iyi analiz etmiş ve değişik mecralardan faydalanarak ürettiği fikirlerle Müslüman toplumlara hayata dönüş felsefesi sunmuştur. Onun fikir hayatına bakıldığında ana hedefinin İslam'ın moral değerlerini zedelemeden İslam'ın tinselliğini, Batı'nın dinamizmi ve canlılığıyla doldurarak İslami düşünce normlarını modern çağın gelişmeleri doğrultusunda dönüştürme çabası olduğu görülür. Bu perspektifi dikka
257 TL.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğünce desteklenen 2126 numaralı Bilimsel Araştırma Projesi doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz bu çalışma, medeniyet iddiasının bir görünümü olarak yorumlanabilen bilimler merkezinde, söz sahibi medeniyet olma fikrini fiili hale getirmenin imkanını ve kendi düşünce geleneğimizin zenginliğini, sosyal, fen ve sağlık bilim dallarında temsili sorunu üzerinden tartışmaya açmaktadır. Her bilim dalının kuşkusuz kendisine dair bir geleneği vardır ve bu gelenek başat kabul ettiği
78 TL.
Tükendi
dünya benden büyüktü, aşktan küçük kendimi aşka hibe etmeye ant içtim neden taburcu olacakmışım senden sevgilim yeminler olsun iyileşmedim, iyileşmeyeceğim zenginim fakat yetim halkın uğramadığı halk kütüphaneleri gibiyim.
152 TL.
Ben küçükkken yaban keçisiydim, akrışmak topluma bir onmaz ihmaldi aslında biliyorsun çünkü evcil ve medeni olan ne varsa sürüyordu bir uçuruma gülen ve ağlayan maskeleri.
146 TL.
Rich Fromm, refah toplumunun insanını homo consumens olarak tanımlar. Bu yeni insanın dini tüketim, mabetleri ise alış-veriş merkezleridir. Modern insan kendisiyle baş başa kalmaktan korkmaktadır. Bu nedenle ya işle ya da eğlence ile meşguldür. Her iki durumda da ekonomik bir eylemde bulunur; iş yaparken üretir, eğlenirken tüketir. Eğlenceden alınan zevk, harcanan paranın miktarıyla ölçülür. Homo consumens için her şey tüketim ürününe dönüşür. Bu insan kültürü yaşamaz tüketir, kitapları okumaz tüketir. Mod
291 TL.
Edebiyat Üzerinenin içeriği, Gürsel Aytaç'ın Edebiyat Yazıları kitaplarından sonra, çoğunluğu 2008 yılı emekliliğinden bu yana edebiyat sayfalarında ve dergilerinde bugüne kadar yayımlanmış yazılarından oluşmaktadır.
354 TL.
Edward Said tamamen haklı olarak zamanımızın en büyük edebiyat, kültür ve jeopolitik eleştirmenidir. - Richard Poirier ...Büyüleyici ve ilham verici bu röportajlar Edward Said'in gözde ve seçkin bir kamusal entelektüel olarak pozisyonunu tahkim etmektedir. Onun demokratik ve kozmopolit hümanizmi,... bizim dünyaya ve kendimize ilişkin ufkumuzu genişletmektedir. - Eric Foner
168 TL.
Tükendi
Ülke olarak büyük çaresizliğimizin Kitabını yazacak değilim Devalarımız yeni kanserler üretiyor.
152 TL.
Unutulan nice yazar ve şairi tekrar günışığına çıkaran, onların ömrünü uzatan, insanların görebileceği ve dokunabileceği bir yüksekliğe ve yakınlığa getiren çevirmenler değil midir? Yazarlar, geçmiş yaşamları nasıl hayallerle canlandırıp sürekliliğini sağlarsa çevirmenler de unutulan, ölen veya bilinmeyen yazarları işte bu şekilde canlandırırlar. İnsanlar tarafından anlayış görmeyen ve ölülerin vekili olan dedektifler gibi çevirmenler de yazarların vekilidir. Onlar da anlaşılmazlar ve ilgi görmezler. Ama öl
161 TL.
Yaşlandıkça, gerçeğe dayalı yazıma daha çok ilgi duyduğumu ve bu yazımın beni daha da etkilediğini fark ediyorum. Yaş ilerledikçe bunun okurlarda ortak bir eğilim olduğuna inanıyorum. Ama aynı zamanda bu durum çağdaş edebiyat kültüründeki genel bir eğilim gibi görünüyor. Bu makaleler, gerçek insan yaşamlarının yazılı ifadelerle sunulduğu farklı tarzları açıklar, değerlendirir ve örneklendirir: Biyografi, biyografik roman, biyografik eleştiri, otobiyografi, günlük, anı, itiraf ve bu türlerin çeşitli birleşim
196 TL.
Ne vakit otursak kıyısına Bütün denizler bize gelir Evleri dolaşır arada bir ölüm Salıncaklar kurar dirimlere Çocuklar işte muştusu o günlerin O ceylan yakışırdı düşlerimize Bulvarlarda yapayalnız Bir güz gezdirir şimdi Kıyıya vuran çocuklar gibi O ceylan hepimizin ceylanı O güz hepimizin güzü Eski ırmaklar aşkına Nolur yaşlanma sevgilim
156 TL.
Ayakizindeki tozlara dilenmemdir Dilimi böyle pervasız kılan Tozlar arasında yiter gider sesimin rengi Hançeremde nefessiz kalan harfler İmdadıma vücud veremez Sesim yakamda bir ıtır misali Cerre çıkar Ziyaret eder gözlerinin ilmihalini Edebiyle ziyaretgâhın
152 TL.
İroni kişide başlar ve biter; toplumsal yararı gözeten ise mizah ve komik'tir. O halde ironiyi 'gülme'den ziyade özgürlük talebi ve belirsizlik olarak ele almalıyız; esasında felsefi anlamda bu böyledir. İronik metinler evrensel ve kuşatıcı, dolayısıyla kamuya yararlı, hükmedici değil; mahrem, özel ve kişisel olanı merkeze alır; bu nedenle belirsizdir; toplumsal yarar için yorumladıklarında hiçbir şey ifade etmeyeceklerdir; ironide çözüm önerilmez; en fazla sorun gösterilmiş olur; ortada komik de yoktu
156 TL.
Günümüzde atom çağının tehlikeleriyle ilgili bir gerginlik, hatta bir panik havası mevcut; fakat kamunun vicdan muhasebesi, mevzunun pek de özüne doğru yönelmemektedir. Zira bizler, bizi tehlikeyle karşı karşıya bırakan şeyin, uygarlığımızın arkaplanındaki değerler olduğunu kendimize hiç sormuyoruz; aynı şekilde insanlığın icat ettiği bu şaşırtıcı alet edevat yığını arkasındaki insan karakterini de araştırmıyoruz; kısacası felsefî olmaya çalışmıyoruz... Heidegger, kendimiz düşünmeye başlamadan Nietzsche'ni
348 TL.
Hariçten gelen teşkilâtçı tasavvufun Türkiye'de ilk mümessili olmak itibarile kültür tarihimizde mühim bir yeri olan Eşrefoğlu hakkındaki malûmat o kadar dağınık, kıyıda bucakta kalan vesikalar o kadar nadir bulunmakta idi ki, ekserisi yazma ve güçlükle elde edilen bu vesikalar üzerinde pek az çalışılmış olması, matbu yazıların ise kifâyetsizliği, bana bu hususta mümkün olduğu kadar faideli olabilecek bir etüt hazırlamak arzusunu verdi. On beşinci asrın mühim mütasavvıflarından olan ve daha ziyade halk aras
205 TL.
Alnındaki ünleme yuva olan altın iz ve. Kalbindeki ferahlık bol gelecek bana. Sendeki kapanmaz melankoli, bendeki küstah iyileşme. Sonunda David Bowie'yi hayrete düşürecek. Bazen çocuklar sıvanacak yakana, bazen göz gözü görmeyecek ateşten. Bazen rüya korkusu ve iz'an, bazen âşık olacağım ben sana. Metroda sen yüzünden keder levhaları havalanırken hayallere dal. Otobüste ben Şili cevizi ikram edeyim Cenevizli kolsuz korsanlara. Sabah akşam siyah kadranlı saatine bakadur sen, ben. Takvime çentikler atayı
334 TL.
Tanrı'nın varlığı ve mahiyeti, kanıtlanması, sıfatları, Tanrı-alem, Tanrı-insan ilişkisi hem yaygın ve genel olarak Felsefe geleneğinin hem de daha özelde Din Felsefesinin en temel ilgi alanlarından birisidir. Felsefe Tarihinde Tanrı hakkında konuşmamış ya da yazmamış duşunur, filozof ve felsefeci yok gibidir. Bu konu her duşunur ve filozof tarafından kaçınılmaz olarak ele alınmaktadır. XVII. Yuzyılda yaşayan, tum eserlerinde en belirgin konu olarak Tanrı duşuncesini işlemiş bulunan ve felsefesi Tanrı duşun
120 TL.
Tükendi
152 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 174 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4