Sonucu Daralt
Kategori
(x)Mektup - Günlük
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 289 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Yüzyıllar boyunca İranla ilgili Avrupalı seyyahlar, elçilik heyetleri ve diplomatlar tarafından meydana getirilen zengin bir seyahat ve hatırat edebiyatı oluşmuştur. Bizde böyle eserler pek az olduğu gibi bir kısmı da gün yüzüne çıkmayı beklemektedir. İran mektupları da bu tür eserlerden biridir. Cemil Said Bey askerî ateşe sıfatıyla on yıl kaldığı İranın yirminci yüzyılın başındaki panaromasını başarıyla çizmiştir. Kitapta İranda meşrutiyetin ne suretle ilan edildiği, İngiltere ve Rusyanın İran meşruti
536 TL.
Cahit Zarifoğlunun bu kitapta yer alan mektupları daha çok Mavera dergisinin çıktığı yıllara aittir. Ve hemen hepsi bu dergiyle münasebeti olan kişilere yazılmıştır. Bunlardan bir bölümü onun beraber yola çıktıkları yazar şair dostlarına, bir bölümü de dergiye ürün gönderen yazar-şair- adaylarına yazılmıştır. İçlerinde çok azı da ailesine yazdıklarıdır. Zarifoğlunun mektuplarında onun sanat edebiyat anlayışını da çok özel bir dille anlatılmış görürüz. Sanat ve edebiyata nasıl bakıyor, nasıl bakmamız gerekti
141 TL.
Walter Benjamin 1926 yılı sonunda, kısa bir tatil aşkı yaşamış olduğu Bolşevik aktris ve eğitimci Asja Lacis´in bir ruhsal rahatsızlık geçirdiği haberi üzerine, yaklaşık iki ay kalacağı Moskova´ya gitti. Sovyet kültürel politikasında Stalinizasyonun başladığı bir dönemdi bu; herşey yeniden yapılanıyordu, kamusal yaşamın gerilimleri öylesine büyüktü ki, özel yaşam tamamen tıkanmış görünüyordu. Rusça bilmeyen Benjamin, dönemin tartışmalarına ancak ünlü tiyatro eleştirmeni Bernhard Reich ve Asja Lacis aracılığ
167 TL.
Ankara Hükümeti, Kurtuluş Savaşı´nın sonuna doğru, savaşın kimsezi bıraktığı binlerce çocuğu en iyi biçimde yetiştirmek istiyordu. Daha Lozan Antlaşması bile imzalanmamışken, Sağlık Bakanı Mehmet Fuat hem oradaki Türklerden bağış toplaması, hem de bu konuda çalışan kurumları ve uzmanları yerinde görmesi için ABD´ye yollandı. Mehmet Fuat, bu gezisinde yeni rejimin Yeni Dünya´daki sözcüsü de olacak ve ciddi bir bilgi birikimiyle yurda dönecekti. Bu kitap, hem Cumhuriyet´in kurucu kadrolarının coşkusuna ve
477 TL.
Hayatınızda son söz söylemek isteseniz kime, ne derdiniz? Farklı sosyokültürel yapılardan kadınlar, hayatlarındaki ilk erkek olan babalarına yazdılar önce mektuplarını. Tüm söylemek istediklerini bu mektuplarda dile getirdiler. Sonrasında kız çocukları büyüdü ve karşılarına çıkan diğer erkeklere, eşlerine, sevgililerine, beyaz atlı prenslerine döktüler içlerini. Son olarak da İMZA BEN ile hayatta son söz olarak kime neyi söylemek istediklerini dile getirdiler. Kimi kendine, kimi geçmişine, kimi hastalığı
247 TL.
Turgut Özakman'ın yarım kalan mektubu Açık Mektup, son gününe kadar yazmaya, araştırmaya, üretmeye devam eden değerli yazarımız Turgut Özakman'ın, Cumhuriyetimizin 90. yıldönümü dolayısıyla kaleme aldığı ve çok önemsediği, üzerinde titizlikle çalıştığı kitaplardan biriydi. Ne yazık ki bitiremedi. Cumhuriyetimizin 90. yılında bir durum değerlendirmesi yapmak gereğini duyarak, bir aile büyüğü içtenliği ve açıksözlülüğü ile kaleme aldığı bu kitap, herkese, hepimize yazılmıştır. Bütün Ak Partililer, CHP'lile
190 TL.
Rumeli vilayetleri, Avrupalı büyük devletlerin Osmanlı İmparatorluğu'na nüfuz mücadelesinin ön cephesiydi. 1872'de Baron Hirsch'le imzalanan demiryolu imtiyaz sözleşmesiyle payitaht İstanbul'dan Viyana'ya ve Batı Avrupa'ya uzanan hattın inşası başladı. Selânik limanını Vardar ve Üsküp ovalarına bağlayan Manastır hattı,ana hat olmasa da buraların tarım ürünlerini dünya pazarlarına taşıyacağı için önem taşıyordu. Osmanlı ordusunda görev yapan Goltz Paşa bu güzergâh boyunca bir seyahate çıktı. Seyahat notların
265 TL.
Emevi, Safevi ve Osmanlı gibi saltanat referanslı geleneksel resmi din anlayışının, bilgimizin ana damarını oluşturduğu, doğruyla yanlışı birbirine karıştırdığı bir zeminde, mütevazi bir mücadele tecrübesini tartışmaya açmak sanıldığı gibi kolay değildi. Safınızı egemenlerden yana deklare edip tabulara fazla dokunmadan, lafı evirip çevirerek, geveleyerek yazmanız durumunda, geçmişle yüzleşmiş olmazdınız. Ezberler bozulmalıydı Bunun için yazdım. Bu aslında hepimizin hikâyesiydi Görünen sükûnetimin altında d
90 TL.
Yassıadaya ait hatıralarımı yayınlamayı hiçbir zaman düşünmemiştim. O kapkara ömrümce unutamayacağım facialarını insanlara ve insanlığa duyduğum o derin zaaf dolayısı ile hafızamın ıstırap yüklü çelik kasasına kilitlemiş ve anahtarını da Marmaranın karanlık sularına bırakmıştım. Bir gün diyordum o pembe günler mutlaka gelecek, o zaman ben salıncaklı sandalyesinde bembeyaz saçlı, kırış kırış yüzlü bir nine olarak torunlarımı dizlerimde oturtup hafızamın kasasını kıracağım. O daima taze kalan hatıraları tıpkı
57 TL.
Tükendi
Elinizde tuttuğunuz bu eser Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini benimsemeyen Avrupalılara özellikle Fransızca konuşan halklara Türkiye'yi dışlamaktaki anlamsızlığı ve bilgisizliği ortaya koymak maksadıyla Orta Doğu meselelerinde uzmanlaşmış bir Fransız gazeteci Ignace Dalle tarafından kaleme alınmıştır. Kendi hemşerisi olan Busbecq Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avusturya'da hüküm süren Habsburglarm büyükelçisi olarak İstanbul'a gelmiş ve daha sonraki yıllarda pek çok lisana çevrilecek olan Türk Mektu
178 TL.
Eserin anlatıcısı savaş gözlemcisi olan bir gazeteci. O kadar güzel bir anlatım atmosferi kuruyor ki adeta bir kamera netliğinde olayları izliyoruz. Günümüzden bir asır geri tutuyor kamerasını yazar. Biz onu şimdiki zamanın içinde izliyoruz. Okuyanını ise bir dönemin acılarına şahit tutuyor. Günlüklerden meydana gelen eseri okurken kendinizi savaşın içinde bulacaksınız ve bir taraf olmak zorunda olduğunuzu anlayacaksınız. Geçen gün Karadağlıların hücum ettikleri yamaçlara bugün taşların hareketsizliği ve çö
94 TL.
Gölcük depreminden sağ çıkabilmişken balyoz davası'yla çökertilmeye çalışılan bir Astsubay'ın hikayesi... Sarsıntı aniden yeniden başladı. Depremde olduğu gibi sanki her şey bir hortuma kapılmış etrafımda dönüyordu. Canavar, uzun uykusundan uyanmış, homurdanıyordu. Bu olamazdı; Yeniden bir felaket yaşıyor olamazdım. Neredeydim ben? Bu demir parmaklıklar arasında ne işim var? Yüzlerce insan, Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe Askeri Cezaevlerinde tutukluydu. Hiçbirimiz kabul edemiyorduk başımıza gelenler
161 TL.
Bu kitap, Afganistan-Pakistan ekseninde cihada katılmış Türkiyeli bir mücahidin tuttuğu cihad günlüklerinden oluşmaktadır. Neredeyse günü gününe tutulan notlarda, cihad ortamı bütün cepheleriyle tasvire çalışılmıştır. Cihad amacıyla yola çıkıldığı andan itibaren çekilen zorluklardan başlanarak; muaskerde eğitim, ekonomik ve coğrafi şartların ağırlığı, mücahid grupların menşei, cihad-ibadet bütünlüğü, şerî ilimlerin öğrenilmesi, ibadet ve fikrî tutarlılık gibi birçok konu yeri geldikçe işlenmiştir. Mücahidle
44 TL.
Tükendi
İki hafta sonra çadırlar söküldü ve tehcir edilenler bir kez daha bilinmez bir yere doğru yola çıkarıldılar. Jandarma çadırın yanında duruyordu. Oğlan ona yaklaştı ve üzerinde küçücük renkli boncuklarla çiçek desenleri işlenmiş küçük bir bozuk para kesesini kabul etmesini rica etti. Bu oğlan için kıymetli bir şeydi. Bu keseyi ona doğduğu şehirde Noel ve Paskalyada amcasıyla birlikte ziyaret ettikleri mahkûmlar vermişti. Oğlanın evinden getirdiği hediyelere karşılık olarak mahkûmlar da bunu vermek istemişle
320 TL.
Şukufe Nihal çeşitli gazetelerde, çıktığı yurt gezilerine dair izlenimlerini yayımlardı. Bu yazlarda, ülkenin ilerlemesi bakımından aydınlara çok görev düştüğünden, aydınların memleketle barışarak gezmeleri gerektiğinden bahsederdi.Geziler, onun sanatını zenginleştirici bir malzeme teşkil etmenin ötesinde, ideallerini örnekler seslendirme imkanı da sağlıyordu.Çıktığı bu yurt gezilerinden birini, bir roman kurgusuyla şekillendirerek DOMANİÇ DAĞLARININ YOLCUSU (Bir Yurt Gezisi) adıyla 1949 yılında kitaplaştır
314 TL.
Bu akşam yine konuşmak, dertleşmek istiyorum. Fakat kiminle konuşacağım? Bu hatıralar, bibakıma da kendi kendimle konuşmalarım oluyor. Yine elim tutuluncaya, parmaklarım kalemi tutamaz oluncaya kadar yazacağım. Son günlerde parmaklarım büsbütün isyankâr oldular. (Üsküdar Cezaevi, 25 Ekim 1951) Bu güncede roman, oyun, senaryo, öykü ve şiir taslaklarını olgunlaştıran bir Aziz Nesin bulacaksınız. Bu güncede Aziz Nesin'in rüyalarını, karabasanlarını, düşlerini bulacaksınız. Bu güncede kendini kıyasıya eleştiren
105 TL.
Çok sevgili babacağım! Bana son günlerde bir ara, senden korktuğum gibi bir savı hangi nedenle ileri sürdüğümü sormuştun. Her zamanki gibi bir yanıt bulup verememiş, bu da işte biraz yine senden korkmamdan, biraz senden korkmamın nedeninin pek çok ayrıntıyı içermesinden, dolayısıyla bunları yarı buçuk da olsa sözle belirtemeyeceğimden kaynaklanmıştı. Şimdi sana yazıyla yanıt vermeye kalkıyorsam, bu yanıtta da yine pek çok boşluk kalacak, çünkü söz konusu nedeni kaleme alırken, senden duyduğum korku ve bunun
175 TL.
Şehrimizde yaşam acelesiz bir tempoda sürerdi. Evimiz kahveler ve tavernalarla çevrili küçük üçgen bir meydanı olan şehir çarşısına yakındı. Hemen hemen her gün oradan geçerdim. Çarşının demirbaşlarından biri her renk ve şekilde acadele satan bir Türk şekerleme satıcısıydı. Eugenia Popescu-Judetz müzikolog ve sanat tarihçisidir. Yıllarca Pittsburgh Duquesne Üniversitesi'nde Doğu Avrupa ve Türkiye'nin halk müziği ve seyirlik sanatları üzerine dersler vermiştir. Hatırat-Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler, şehi
303 TL.
Haziran 2012de Kitap-lık dergisinde kapak konusu olan bir proje 59 yazarın katılımıyla kitaba dönüştü. Murat Yalçının hazırladığı Yeraltına Mektuplar kitabına 59 yazar hayatta olmayan yazarlara yazdıkları mektuplarla katıldı. Yalçın, kitabın sunuşunda şunları söylüyor: Kimi, belki hayatta fırsatını bulsa tanışacağı sevdiği yazara, kimi yitirdiği dostuna yazdı; kimi ondan kimi kendinden söz açtı. Ne tür mektuplar bunlar? Açık adreslere yazılmış, yazar işi, açık, gecikmiş, belki de son mektuplar. Ölüme direni
312 TL.
Bu koşullarda yaşayan insanlar artık dış dünyayı, yakınlarını, yaşamın güzelliklerini düşünemez olmuşlardı. Tutuklu kişi için bir kurtuluş yolu olan tahliye bile kimsenin aklına gelmiyordu. İnsanların bütün beklediği bir lokma ekmek, bir bardak su ve ölmeden akşamı getirmekti. Aynı ranzada yattığımız kişiyle bile bazen günlerce bir şey konuşamazdık. Bunun için fırsat olmazdı. Birisinden -varsa- bir iğne almak günler sürerdi. Zaten koca koğuşta bir tek iğne vardı. Bir buçuk yıl boyunca tırnaklarımızı kör jil
116 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 289 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6