Bazen ruhuna, bazen kalbine, bazen de bedenine yönelik mesajlarla yüklü maddeleri okur. Yani okuyucu bu kitapla vahye ait merak ettiği tüm sorulara yanıt bulur. Bu cevapları Yazar sıralarken ne fazlaca teknik detaya girerek okuyucuyu yorar, ne de çok yüzeysel ele alarak okuyucuyu zor durumda bırakır. Tafsilat ve özet dengesini muhafaza ederek, vakiayı da önceleyerek yüz farklı cevap ile vahyin değişik iklimlerinde bizleri dolaştırıp durur.
Kitabın içerisinde ki Kuran ayet ve mesajlarının muhataplara iletil
İsmail Ferruh Efendi tefsirinde Hüseyin Vâiz Kâşifi'nin yazdığı Tefsîr-i Hüseynî olarak da bilinen Farsça el-Mevâhibü'l-Aliyye isimli tefsirini esas almıştır. Tibyân Beyzavî Keşşâf ve Hâzin tefsirleriyle tatbîk ettikten sonra ihtisâr ederek el-Mevâkib ismiyle Türkçe'ye tercüme etmiştir.
Kitap Tefsîr-i Mevâkib ismiyle meşhur olup sayfaların orta kısmında Hasan Rıza hattı ile yazılmış Kur'ân-ı Kerim vardır. Sayfa kenarlarında ise âyet-i kerîmelerin meali hâşiye şeklinde yan taraflara yazılmıştır.
Sözlerin en güzeli olan Kur'ân, âlemler rabbinin insanlığa sunduğu nimetlerin de en büyüğü ve en birincisidir. Kur'ân'ın hayatlarımız için nasıl bir nimet olduğunu, Kur'ân'la yaşanan hayatlar ile Kur'ân'sız hayatlar arasındaki fark apaçık ortaya koyar. En başta da, Kur'ân'ın ilk muhatapları olarak sahabilerin Kur'ân'dan önceki ve Kur'ân'dan sonraki hayatları... Kur'ân'la Yaşayanlar, bu gerçekten hareket ediyor ve sahabilerden başlayıp sonraki asırlara uzanan örneklerle, Kur'ân'la hayatlanmanın yolunu göster
Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamber ve ilk Müslümanların kullanımında ‘cahiliyye' ve ‘şirk' kelimeleri, önceki dönemin inanç yapısıyla birlikte kaotik ahlak kültürünü, insan ilişkilerindeki parçalanmışlık, şiddet ve yıkıcılığı anlatmaktadır.
‘Cahiliyye' ve ‘şirk'in karşıtı olan ‘İslam' ise bu kavramların ifade ettiği eski inanç yapısını, ahlak kültürünü ve ilişkiler dünyasını toptan eleştiriden geçirip, yeni bir inanç, ahlâk ve değerler dünyası inşa eden büyük hareketin; dinî ahlâkî ve kültürel dönüşümün adıdır.
Allah sevgisi ve rızası, insanların bu dünyada erişmek istedikleri en yüce gayedir. Bütün inanan insanlar bu gayeye ulaşmayı arzu eder ve bunun için gayret ederler. Nitekim Yüce Allah, kendi sevgisine ve rızasına giden yolu şöyle açıklamaktadır: Eğer Allah'ı seviyorsanız Resulullah'a uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Al-i İmran, 3/31) İşte bu mütevazı eserde Allah'ın kimleri sevdiği, kimleri sevmediği, sevdiği insanların özellikleri v
Tarihî seyri içerisinde akıp gelen bu tefsir hareketi günümüzde de Kur'an'ın engin mana denizine dalmaya cesaret edebilecek kabiliyetli, Kur'an ilimlerinde derinleşen alimler, zamanın idrakine sunulması lazım gelen meselelerin, Kur'an'ın sayfaları, satırları ve kelimeleri arasında gizli kalmasına izin vermeyeceklerdir. Bugün yapılacak iş, bu tefsir hareketine yeniden hız vermektir. Çağımıza gelinceye kadar İslamî meseleler, akaid ,fıkıh ve diğer ilimler tarafından kendi bakış açılarına uygun olarak ele alın
Bilgi kartları, gayet estetik, nezih görünümlü ve özlü bir anlatıma sahip. Cep çantasında muhafaza edilen, 114 karttan oluşan bu set, Kur'an'ı sure temelinde genel ve özlü olarak tanıtmayı/kavratmayı hedefliyor. Kartlar rengarenk ve selefonlu. Bu da uzun süreli kullanıma elverişli olmasını sağlıyor. Kitap değil de kart şeklinde basılmasının da özel gerekçeleri var. Kartların karıştırılması, değişik sınıflandırma ve gruplandırmalara imkan vermesi, karşılıklı soru-cevap yöntemiyle eğitici amaçlı kullanılabilm
Kavramlar dünyasına ışık tutan sözlükler, meraklıları tarafından her dönem ilgiyle takip edilmiştir. Kelimelerin büyüleyici dünyasına yolculuk etmek isteyenlere kılavuzluk eden sözlükler, hiç şüphesiz ki düşünce dünyamızı inşa eden en mühim kaynakların başında gelir. Bundan dolayıdır ki, kelimelerle muaşaka içine giren birçok müellif, geçmişten günümüze kadar pek çok sözlük telif etmiştir. Bunlar, bir dile ait kelimeleri anlamlandıran sözlükler olabildiği gibi, sadece bir alana ait ıstılahları açıklayan söz
Allah elçilerinin Yahudiler vasıtasıyla insanoğluna teblîğ etmiş olduğu vahiylerin, söz konusu toplumlar tarafından nuzûl süreçlerinde kaydedilmemesi; buna mukâbil aradan geçen uzun yılların ardından derlenerek zabt u rabt altına alınması, söz konusu din mensupları tarafından da itiraf edilen bir durumdur. Yahudi ve Hıristiyan dünyasındaki bu duruma karşılık son peygamberin tebliğ etmiş olduğu vahiy kesitlerinin daha nuzûl sürecinde yazılarak kayıt altına alındığı ise tarihin bize miras bıraktığı bilgilerde
Bu kitapta, bir Kur'ân kavramı olan şefaate Kur'ân'ın bakışı incelenmiştir. Kur'ân'ın herhangi bir insana şefaat yetkisi tanıyıp tanımadığı, şefaat edecek ve edilecek ayrıcalıklı zümrelerin olup olmadığı anlamaya çalışılmıştır. Şefaat sözcüğünü duyan birçok insan, müstağni bir eda ile Hâlâ mı şefaat? diyebilmektedir. Bu insanların, kendileri gereksiz gördüklerine göre, şefaat sorununu nasıl hallettiklerini sorarsanız, alacağınız cevap, tam da bu kitapta ortaya konmaya çalışıldığı gibi, Kur'ân'ın kabul etmed
İncelediğiniz bu eserde tecrübe edilmiş ve Günümüzde halen hacetler için kullanılan dualar ve zikirler vardır. Kitabı hazırlarken özellikle tecrübe edilmiş olmasına dikkat ettim. Ayrıca tecrübe sahiplerinin deneyimlerini de elimden geldiği Kitaba ekledim ki okuyucularımın amel ederken inançlarının kuvvetlenmesine vesile olsun. Kitaptaki hacet dualarını toplarken olabildiğince en sahih kaynaklardan ve günümüzde halen tecrübe edilen dualardan ve zikirlerden oluşturdum. Kitabı yazmamdaki amacım müslüman kardeş
Arapça; gerek kelime yapısı ve türetimi, gerekse de cümle kuruluşu ve diğer sayısız sanatlar bakımından olsun, çok zengin olmanın yanında çok mana ifade edebilme gücüne de sahip ender lisanlardan biridir. Bunun için Araplar dilleri ve insanları Arabi ve A'cemi diye ikiye ayırırlar. Arabi; meramını en güzel şekilde anlatabilendir. Acemi ise düzgün konuşamayan, ne demek istediği tam olarak anlaşılamayan demektir.
Arapça; kapsadığı bir çok ilim ve sanat sayesinde; anlatılmak istenen, murad edilen mananın hiçbi
Birçok şeye merakla yönelen dünya insanları, alemlerin Yaratıcısı olan Allah (c.c.)'ın mesajına neden aynı merakla yönelmiyorlar?
Bu konuda gayrimüslimlerin Kur'an-ı Kerim'e karşı ilgisizliğinden önce, çok daha tuhaf olan müslümanların ilgisizliklerini sorgulamamız gerekmez mi? Çünkü müslümanlar veya müslüman olduklarını iddia edenler dahi, Kur'an-ı Kerim'e karşı göstermeleri gereken ilginin ne yazık ki oldukça uzağında değiller mi!.
İnsanların hal ve davranışlarıyla ilgili birçok nedeni merak eden ve anlay
Üstat Mahmut Muhammed Mezru'a tarafından yazılan kitap, Kur'an-Sünnet ilişkisi platformunda
derinlemesine incelenmiş, Kur'an ve Sünnet'in kaynak itibarıyla vahiy olduğu kuvvetle
vurgulanmıştır. Samimi ve yetkili bir kalem sahibi üstadı gönülden tebrik ediyoruz. Böyle bir
çalışmanın günümüz şartlarında İslam'a yönelik saldırıların önünde yıkılmaz bir set olacağına
inanıyoruz.
El-Kur'anıyyun hareketi, İslam'ı içten çöketmek hedefine yönelik haince bir harkettir. Çünkü
islam'ıyine islam ulemasınn(!) eliyle/sil
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Alışveriş Sepeti
