Sonucu Daralt
Kategori
(x)Roman - Günümüz
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14
İçimde dinmek bilmeyen bir sızı vardı, gözlerimin perdesinde sönmeyen bir ateş, ateşin ortasında yanan iki yaralı ruh... Onlar bizim ruhlarımızdı, bitmeyen bu yangınsa ikimizin hak edilmiş cezasıydı. Çıkmazıydı, sonuydu, uçurumuydu... Ama suçluydu; kaderin sadece kendi avuçlarında olduğuna inandı, en büyük günahını karanlık bir geceye hapsedebileceğini sandı, yanıldı. Ve suçluydum; çünkü hep sustum, sırtımı döndüm, kalbimi kapattım. Sonunda ikimiz için, iki derin mezar kazdım. Mecruh düşüncelerin elime tu
680 TL.
Ebed için çıkılan yolculuğun dünya durağında kısa bir mola verdiğimizi kabullenemiyoruz. Sürekli bir şeyler biriktirmekle meşgulüz. Kiracısı olduğumuz hayatın bir ömür hamallığını yapmak neden? Çıktıkça eskiyen hayat apartmanında kaç tane "keşkeler" biriktirdin? Gayelerin, arzular olarak mı kaldı? Kaç pişmanlığın var? "Şimdi sırası değil" diye ertelediğin nefis muhasebeni son kata doğru dizlerinde derman kalmayınca mı yapacaksın? Dün elinden çıktı. Yarına senedin yok. Ömrünü bulunduğun gün bil...
88 TL.
Türk şiirinde büyük kanallar açan Oktay Rifatın 1976 yılında yayımlanan ilk romanı Bir Kadının Penceresinden, 1975 Türkiyesinde istanbulun aydınlar çevresinde geçen, üç çocuk annesi, evli bir genç kadınla genç ve evli bir devrimcinin yasak aşk hikâyesine odaklanıyor. Bir sıkıntı vardı içinde Filizin. Çözülmeyen düğümün, çıkmayan çivinin, dönmeyen vidanın, yerli yerine oturmayan kapağın verdiği daralmaya benzer bir sıkıntı. Anlamadığı, anlayamadığı bir şeyler dönüyordu. Kirli işlerin kokusu, istanbulun hava
160 TL.
Yine de saygım baskın çıkıyor. Birkaç günün büyütecinden bakmayı korumaktan alamıyorum kendimi. Seni öyküler dışı tutacağım. Öyküler ancakbizim dışımızda yaşanmışlık sanrılarında uyutacak bir kısa zaman için-içi sıkılanları. Onlara bir ölçü duygu da katacağım hatır için! Yazık ki deliremeyeceğim. ... (Arka Kapak´tan)
11 TL.
Tükendi
Hangi sınıftan gelirlerse gelsinler, yaşadıkları baskılara boyun eğmeyen bireylerle onların uyumlu sınıfdaşlarının kişilik ve değer çatışmalarını bulacağınız Dizboyu Papatyalar´da Tomris Uyar´ın yalın, süssüz anlatım biçimi ve kendine özgü kurgusu kendini hissettiriyor. İlk kez 1973 yılında yayımlanan Dizboyu Papatyalar, edebiyatımızın kalıcı yapıtları arasında. Dili bilmesek bile anlıyoruz, çünkü Akdeniz´in ortak dili bu. ´Dizboyu Papatyalar´ anlamına da gelebilir, ´Daha yığınla çok var doğurulacak, yığın
50 TL.
Tükendi
Sevim Asımgil'den muhteşem bir roman daha Gören herkesin imreneceği bir evliliğe ve aileye sahipti Sevda. Pırıltılı yaşamları ve debdebeli hayatlarıyla karı-koca cemiyette örnek olarak gösteriliyordu. Fakat Sevda, son zamanlarda his dünyasında garip bir çelişki yaşıyordu. Ve bu garip çelişkiyi kocasının bilmesini hiç arzu etmiyordu. Ruhunun derinliklerinde tahlili imkânsız duyguların bazen onu çok bunalttığını nasıl anlatabilirdi kocasına? Bütün dünyevi saadetler ayaklarının altına serilmişken, neden mutl
133 TL.
On dokuzuncu yüzyıl Rus edebiyatının son büyük temsilcilerinden biri olan Vladimir Korolenko (1853-1921) VakıfBank Kültür Yayınları aracılığıyla ilk defa Türkiye'deki okurlarıyla buluşuyor. Rus edebiyatının pedagojik ve psikolojik bakımdan en değerli klasiklerinden biri sayılan ve birçok dünya diline çevrilen Kör Müzisyen, 1886'da yayınlandığı ilk günden itibaren büyük ilgiyle karşılanmıştır. Korolenko'nun, görme engelli küçük bir çocuğun müzikle tanışmasının ardından değişen iç dünyasını adeta kadife kalem
68 TL.
Diziyi sevdiyseniz kitaba bayılacaksınız! Kim Shin, dokuz yüzyıl önce Kral için savaşmış bir Goblin'dir. Fakat bir gün, Kral'ın hırsı yüzünden kalbine kılıç saplanarak öldürülür. Goblin, yıllar sonra Tanrı ile bir bahse girer ve bir hizmetkârı sayesinde dirilir. Ancak bunun elbette bir bedeli vardır. Goblin artık ölümsüzdür ve sevdiği birçok kişinin ölümüne şahit olmak zorundadır. Goblin, bu ölümsüz hayatını sona erdirebilmek için göğsünde asırlar boyu saplı kalmış kılıcı çıkarması gerekmektedir. Bunu yap
180 TL.
Tükendi
Otuz altı yaşında başarılı bir beyin cerrahı olarak yıllarını verdiği yüksek tıp ihtisasını tamamlayıp tam emeklerinin karşılığını almak üzereyken, dördüncü evre akciğer kanseri olduğunu öğrenen Paul Kalanithi, kendini bir anda ölümle yüz yüze bulmuştu. Düne kadar ölümcül hastalıkları tedavi eden bir hekimken, bugün hasta yatağında yaşam mücadelesi veren kendisiydi. Karısıyla hayalini kurdukları ve ulaşmaya çok yaklaştıkları gelecek bir anda buharlaşıvermişti. Paul, herkesin bir başına yüzleştiği ve hiç kim
260 TL.
Tükendi
Alfabetik sıralamayı kim icat etmiş, biliyor musun? Güçlü öykülemesiyle çok sevilen eğitimci, yazar Ömer Açık, üçüncü romanında, okul koridorlarından yaşama uzanan felsefi bir hikâye anlatıyor. Sıklıkla kullanılıveren alfabetik sıralamayı sorgulayan roman, sürprizli kurgusuyla dikkati çekiyor. Sözün unutulan gücünü hatırlatan yazar, şiddetten uzak gerçekçi karakterler eşliğinde adalet, özgürlük, dayanışma gibi önemli kavramları tartışmaya açıyor. Umut dolu mahalle hikâyelerini anlattığı Menekşe İstasyonu v
20 TL.
Tükendi
"Herkesin dünyası, kendine yettiği kadardır." "Nefret, insanı ağırlaştırır." Aklımızdan pek çok şey geçer bazen. Çeşitli hisleri aynı anda yaşar, bunlar arasında bağlantı kurmaya çabalarız. Ya da kaçmak isteriz, ilk defa karşılaştığımız duygulardan. Çünkü bu duygu öyle yenidir ki bizim için, onu anlamlandırmak şöyle dursun, onunla tanışmak bile bizi ürkütür. Ama bilinmezliğin gizeminden olsa gerek, o duyguyu kalbimizde tarifi zor bir halde yaşamaya başlarız. Belki de budur âşık olduğumuzda içimizde uçuşan
60 TL.
Yazdığı tarihsel biyografi ve monografilerle tanınan büyük usta Stefan Zweig, Avrupa'nın Vicdanı'nda, ülkemizde Jean Christophe adlı kült romanıyla bilinen, Nobel ödüllü yazar Romain Rolland'ın yaşam öyküsünü bizlere anlatıyor. Zweig, yalnızca büyük bir yazarın yaşamını değil, bir dönem Avrupası'nın da tüm çalkantılarını gözler önüne seriyor. Rolland'dan Avrupa'nın Vicdanı diye bahseden Zweig, savaşın vahşetini, bir yazarın yalnızlığını, yaratım sürecini ve yoksulluğunu tüm çıplaklığı ile anlatırken, bir ya
159 TL.
Güçlü kurgusu, şaşırtıcı karakterleri ve Münib Engin Noyan'ın kendine has anlatım uslûbuyla tadlanmış düşsel bir roman... 1996 yılında New York'ta Müslüman bir zenci kadının dünyaya getirdiği beyaz bebek, annesi dahil bütün aileyi büyük bir şaşkınlık içinde bırakır. Bir kişi hariç: mucize bebeğin dedesi Prof. Dr. Abdulhakîm Osman. Olayın altında yatan hikâye, dinleyenleri/okuyanları daha da büyük bir şaşkınlığa düşürecek ve bambaşka dünyalara sürükleyecek müthiş bir aşk hikâyesidir. 1800'lü yılların orta
290 TL.
Afro-Amerikan edebiyatına yaptığı katkılar nedeniyle defalarca ödüllendirilmiş Toni Morrison, son kitabı Tanrı Çocuğu Korusun'da eritme potası ve çok kültürlülük gibi asimilasyon politikalarıyla Amerikanlaştırılmış yeni siyahi kuşağın psikolojisini irdeliyor. İnsanın hikâyesine çocukluğun ne şekilde yön verdiğini ve travmaların bazen onulmaz yaralara dönüşürken, bazen de kişi için nasıl sıçrama tahtası olabildiğini mercek altına alıyor. Başarılı, özgüvenli ve yalnızca beyaz giyinerek teninin rengini özellik
215 TL.
9 Haziran- 27 Ağustos 1935 tarihleri arasında, Cumhuriyet gazetesinde, toplam 79 sayı tefrika edilen eşsiz bir “İstanbul romanı” Onikiler. II. Abdülhamid döneminin son günlerinde geçen romanında Sermet Muhtar Alus, devrin sokaklarına nam salmış kabadayılarını sahneye çıkarıyor. Onikiler adlı meşhur takımın reisi, elebaşı Arap Abdullah’ın ve hempalarının gönül işleri peşinde yaşadığı maceraları anlatırken yine büyüleyici bir İstanbul mozaiği betimliyor. Çukurçeşme’deki semai kahvelerinden Ortaköy’deki yangın
120 TL.
Tükendi
Şikago Mezbahaları, yazıldığı dönemden bugüne ABD'deki emekçi sınıfların durumunu gözler önüne seren çarpıcı eserlerden biridir. Şikago'daki devasa et endüstrisi kısa sürede kullanıp bir kenara attığı ve sefalete mahkûm ettiği emekçilerin yerine sürekli yenilerini aramakta, dünyanın dört bir yanından Amerikan rüyasına kanarak gelenler bu acımasız çarkın dişlileri arasında öğütülmektedir. Zenginlik ve özgürlük hayaliyle bu fabrikaların çevresinde toplananların karşısına ise, iş ve can güvenliğinin bulunmadı
55 TL.
Tükendi
Kırk yaşlarında, burjuvanın aristokrat kanadında büyümüş, varlıklı, kibirli ve aslında narsist bir adam. Kendisi dışında kimseye saygısı olmayan, ruhundaki iyilik kırıntılarını yıllar önce kaybetmiş ve seks hayatında kendini şiddetle ortaya koyan şeytani ruhuna âşık olan biri, Mert Atalay. O, yoluna çıkan herkesi alt etmek için gözünü asla kırpmayacak ve bunu yapmak için elindeki tek koz hayatı boyunca yakasını bırakmayan şeytan tüyü. "Bugüne dek ne arkasında duramayacağım bir şey yaptım ne de yaptıktan s
145 TL.
Tükendi
Orada yildizlar düşüyor mu hala Şu umut yok mu şu umut? Bizi peşinden sürüklüyor, bizi beklediğini hayal ettiğimiz yerlere... Yol nedir, yol? Yol umuttur. Bazen iki yol çıkar karşına, birden. Acaba bunlardan hangisi? Onu da sen bileceksin. Canlı cansız her varlığın gözünde yabancıyız. Sezdirmeden gidiyoruz, selam vermeden geçiyoruz... En büyük korkumuz kafileden ayrı düşmek. Bir sonraki sabahın bizlere ne getireceğini bilmiyoruz ve ümitten başka servetimiz yok... Gün oluyor, ne bir şey bekliyor ne de bir
85 TL.
İnsanların sözlerini anlamadım hiç Tanrıların kollarında büyüdüm ben. diyen şairin yazdığı tek romandır Hyperion. Hölderlin'in bu eserinde düş kırıklığına uğramış bir kahramanın ağıt niteliğindeki yaşamına tanıklık ederiz. Hyperion'un Bellarmin'e yazdığı mektuplar ve sevgilisi Diotima ile mektuplaşmalarından oluşan roman elbette bundan daha fazlasıdır. Varlıkların gerçek özünü tanıma, insanın büyük yalnızlığı, acı ve sevinçler, geçmişe duyulan özlem Hyperion'un ana temasıdır ve Alman romantizmiyle klasisi
90 TL.
Kurgusal ama bir o kadar da gerçek bir hayali İtalya… Düşünce ve ifade özgürlüğünün, yolsuzluk ve kötü inancın bir işareti haline geldiği, elitlerin ve entelektüellerin halkı kandırma aracı olarak görüldüğü bir dünya… Dayatmacı iktidar alkışçıları, sosyal medya zorbaları, toplumu kutuplaştıran bir cadı avı… Ve şimdi hedefte entelektüeller var. Bu linç kültürünün ilk kurbanı, bir gündüz kuşağı programında Spinoza’dan alıntı yapan Profesör Giovanni Prospero oluyor. Devlet yetkilileri ve medya tarafından, ent
214 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 260-280 / Aktif Sayfa : 14