Sonucu Daralt
Kategori
(x)Roman - Çağdaş Türk Edebiyatı
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 549 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10
Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi. Kitâb-ı Aşkın içindeki yazılar değişik zamanlarda ve farklı zeminlerde kaleme alınmış olmakla birlikte belli bir düzen ve bütünlük içinde bir araya getirilmiştir. Bazıları farklı kitaplarımızda yayınlanan bu deneme ve öyküleri okurken bütün varlığımızı ve hatt
17 TL.
Tükendi
Murathan Munganın Aralık 2003te son şiir kitabı Timsah Sokak Şiirleri yayımlanmıştı. Bu kez yazar romanı Çadorla okurlarıyla buluşuyor Tek başına kalan bir insanın kapladığı o güçsüz yeri kaplamaya çalışıyorum. Varlığım bir toz bulutu, daha sert bir rüzgârda tozanlarına ayrışarak dağılıp gidecek bir toz bulutu. Benim kalıbımda bir boşluk bu. Sıcağın, şehrin ve çölün ortasında zamansızmış gibi duran bir boşluk.
18.5 TL.
Tükendi
Çocukluğumun kış gecelerinde, cam kenarında oturup hayaller kurar, kardan tepecikler altında ıpıssız sarıçam ormanını izlerdim. Baharla birlikte turnaların göçü başlardı. Elinde kırmızı yazmayla turnaların ardınca koşan o kızın hikâyesi, o günlerde düştü gönlüme. Kimseye anlatmaya cesaret edemedim. Benden başka onu tanıyan da yoktu zaten... Tam otuz yıl gönlümde, elinde kırmızı yazmasıyla, turnaların ardınca koştu o kız. İstedim ki, başka gönüllerde de, kırmızı yazması elinde, turnaların ardınca koşsun...
147 TL.
Ne istemediğini bilen ama ne istediğini bir türlü kestiremeyen, yalnız bir adam, Hasan, Saf, duygusal, ürkek, kimliğini Hasan´la bütünleyerek var olan, Yakup, Hasan´ı anlayan, seven, onun sığınağı olan bir fahişe, Meryem... Aşkını unutmak, için sıkıntısını denizlere akıtmak isteyen Hasan, güzel sanatlar eğitimini yarıda bırakarak gemilerde çalışmaya başlamıştır. Arkadaşı ve sırdaşı kamarot Yakup´la birlikte kaçak kürk işine bulaşırlar... Zulada kürklerle İstanbul´a demirleyip sahile çıktıklarında onları bek
28 TL.
Tükendi
Nedir bu, dedi kendi kendine, tüm bu olup bitenler nedir, niçin buradayım, niçin hâlâ yaşıyorum? Belki, diye düşündü, bir kazazedeyim, batan bir gemiden kurtulan son kişiyim. Ama bu dağlarda deniz yok. O zaman, dedi, belki gemisi batmış Nuh'um ben. Gemim selde dağlara çarpıp parçalandı, eşim, çocuklarım, kardeşlerim, hayvanlarım, hepsi öldü gitti. Felaketten bir işaret kalsın diye geride bir tek ben kaldım. Yola çıkarken bedeninin bir soğan zarı gibi tek tek soyulacağını sanan ama aksine bir ağaç kütüğü gib
162 TL.
Haldun Taner'in Rahat bir kır kahvesinin hasır iskemlesinden, nargilemi fokurdatırken okura hitap eder gibi bir üslup içinde yeni bir tür tutturduk dediği Hak Dostum Diye Başlayalım Söze, onun öyküleri kadar sıcak ve samimi yazılarından oluşur. Bildiklerini alçakgönüllülükle aktaran, görüşlerini güler yüzle paylaşan, olaylara geniş bir kültürel birikimle bakan, çok yönlü, abartısız bir yazar vardır karşımızda. Usta yazar, kitabın ilk baskısında şöyle der: Yıllar sonra Abdi İpekçi, Milliyet'te sohbetler yazm
110 TL.
Bir gün bir roman çıktı. İsmi AŞK ... Beklenmedik bir yolculuğa çıkardı okurlarını. Bir gönül yolculuğuna... Herkes kendi penceresinden baktı. Kalpler ortaktı.
49 TL.
Tükendi
Başımı çevirsem hemen ardımda onu görecektim. Omuzunun arkasından annem bakacaktı. Evin kapısından az sonra ben çıkacaktım. Kalabalık aynı kalabalıktı. Ve bu yanan artık son Istanbul´du. Bundan başka Istanbul yoktu. Biliyordum. (Eski Istanbul´un yangın seyretme meraklıları, her yangına koşturan insanlar kendilerini yakmışlardı sonunda. Tarih yanmıştı.) Herkes ilgiyle, merakla bana bakıyor, bir şeyler söylememi bekliyordu. Kalabalığın arasından sıyrıldım, birkaç adım öne çıktım. Usulca başımdan kepimi aldım
63 TL.
Tükendi
Sanırlar ki susmak dilin işidir. Oysa susmak, ateş çemberinde, acıların kıyısında, kahır ve dil yarasında, çiğ yüreklerden sana gelen tufanda, yüreğinin sahibine içine attıklarını yudum yudum sunmaktır Susmak her kişinin değil, dili dudağı ah rengine boyanmış yüreğin işidir. Hamuş olan küskün aşka değil, suskun aşka talip olur. Hani yandıkça içersin, içtikçe daha çok susarsın ya, işte bu susuzluğun adıdır hamuş olmak. Harflerden yola çıkarak yüreğini harfsiz, alfabesiz bir çığlığa yatırmaktır susmak Ha; Hal
68 TL.
Tükendi
Ayakların altında olduğu rivayet edilen cennet ile burnumuzun dibindeki sahici cinnet arasındaki mesafe nedir? Ev hanımı, ev kadını, ev kızı ya da ev anası; yaşam alanı ev olarak tanımlananların asgari müşterekleri bir devrime yol açabilir mi? Dibi tutmuş tencereler, kenarı sökülmüş perdeler, ovulmaktan aşınmış yüzeyler dile gelse, görünmeyen emeğin destanı yazılabilir mi? Birgül Özcan, Ev Anası'nda zekası, hüneri ve emeği ile hapsedildiği alanları aşan, kalıplara, slim fit bedenlere, hanımlık müessesesin
89 TL.
Tükendi
Bu kitap, yüzyılımızın başlarındaki Türk toplumundan canlı kesitler sunmaktadır. Kahramanları esnaf, meczup, yarıcı yahut dul kadın gib, aklınıza gelebilecek her türden ve sıradan insanlardır. Hiç de öyle, saygıdeğer, çarşıdan geçerken, ayağa kalkılan şahsiyetlerden değildirler. Ancak, bu sıradan, hatta biraz çarpık tipler anlatılırken, öylesine sağlam ve sıcak bir insani ilişkiler ağı çizilir ki, o zayıf kişilikler, yaşanan acılar ve yoksulluklar, müthiş bir güzelliğin içindeki sevimli detaylar gibi kalır.
270 TL.
Piçlerin çocukları olmaz. Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki
145 TL.
Aynalar şehrine geldim çünkü benim hikâyemin önünü, benden evvel kaleme alınmış bir başka hikâye tıkıyor. Aynalar şehrindeyim çünkü bir kez şu bendi yıkabilsem sular çağlayacak, deli deli akacak; hissediyorum. ...Bazen, hakikat bütün çirkinliği ve çirkefiyle karşıma dikildiğinde, akıbetimi allayıp pullamak, süsleyip püslemek gelmiyor içimden. Böyle zamanlarda gözlerimi kapatıp, usulca arkama yaslanıyorum ve küfre özenen kelimelerin dişlerimin arasında bıraktığı o kekremsi tatla oyalanıyorum. Aynalar şehri
149 TL.
Sanat camiasının 1930'lardaki ilk bohemlerinin hem birinci elden tanıklığı, hem de edebi envanteri olan Asmalımescit 74'le başladığımız Fikret Adil Kitaplığı, Intermezzo'nun ardından, Avâre Gençlik & Gardenbar Geceleri ile sürüyor. Fikret Adil'in 1960'ların başlarında geçen, girift bir aşk hikâyesi ekseninde dönemin gece hayatını ve genç kuşağın medenileşmeyle ilişkisini tüm çarpıcılığıyla işleyen Avâre Gençlik ile Batı medeniyetine bar kapısından girişimizin ilk adımı olan efsanevi Gardenbarın tarihçes
16 TL.
Tükendi
Öğretmen okulu öğrencisi bir genç kız ile Anadolu´nun kuytu bir köşesine yeni atanmış genç bir öğretmen, yolları kesiştiğinde, ölüme kadar, ölümden sonra bile süren, dar koşullar içinde geçen, ama sevginin o muhteşem varsıllığıyla donanan büyük bir aşk yaşayacaklarını bilebilir miydi? ´İlk görüşte aşk´la başlayan sürevenlerinin umarsız boyutlara ulaşacağını görebilir miydi? ´Yaşam´ denen yeryüzü sahnesinde sevgilerle, acılarla sarmalanan iki insanın duygularına değdiriyor kalemini Adnan Binyazar, ve insana
39 TL.
Tükendi
Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omuzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört di
195 TL.
Bazıları vardır ki yaşarken ölüdürler ve bazıları da ölüyken diri. Gönlü ölü olanın bedeni diri olsa da ölüdür. Gönlünün sırrını bilen ölse dahi diri... Ölmek dedikleri o sebeple hep aynı değildir işte. Bu âlemi ölü gibi yaşayanlar öte âlemde diri gibi dolaşırlar dedi Yahya Efendi. Gözlerini kısarak Beşiktaş sırtlarından deryaya bakıyordu. Ölüm bedeni öldürüyor lakin gönlüne dokunmuyordu insanın. ... Eskiler İstanbul'un dört manevi muhafızı var diye inanırlarmış. İşte Yahya Efendi o dört manevi muhafızdan
20 TL.
Tükendi
Can almaya devam etmek istiyordu. Az önce bebeğiyle sokakta olan Aylin canını kıl payı kurtarmıştı. Halen can çekişen Heceye tekrar yöneldi. Hecenin genç bedenine bir kurşun daha sıktı. Hece olduğu yerde can verdi. Katil cesedi iki bileğinden kavrayarak yönünü kıbleye cevirdi. Kolları iki yana düşen cesedin bacaklarını ayrık bir pozisyona getirdi.
16.2 TL.
Tükendi
"Hakikati istiyorsunuz değil mi? İşte: Sizin bana karşı samimiyet ve muhabbet komedisi oynamanız beni iğrendirmiyordu. Bu vaziyeti olduğu gibi kabul ettim. Elinizin elime değmesinden tiksinmiyordum. Hatta sükûnet bile veriyordu. Binaenaleyh sözlerimi dinlemeden ve meseleye vâkıf olmadan derhâl bu mevzuya temas ederek beni itham etmeniz çok şayan-ı teessüftür Halûk!" Bunları söylerken o kadar heyecanlı ve müteessirdi ki nefes almakta bile güçlük çekiyordu. Halûk ona doğru bir adım attı ve mahcubiyetle titre
214 TL.
Üç uzun öyküyü, Suret Masalı (1980-82), Gece Masalı (1981-82) ve Kâğıttan Kaplanlar Masalını (1990-94) içeren Kaf Dağının Önü, Murathan Mungan´ın öyküleriyle de geniş okur kitlesine yayılmasının ilk işareti oldu. 2002´de yaptığımız altıncı basımda kapak resmi, ressam Komet tarafından özel olarak yapıldı.
82 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 549 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10