Nedim Gürsel öykü tadındaki gezi yazılarında Kafkasya´dan Pasifik kıyısına uzun ve renkli bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
Gürsel´in coğrafyası alışageldiğimiz coğrafyadan biraz farklı. Dağ ve ırmakların atlası onda belleğin coğrafyasına dönüşüyor. Cerbe´de dünyanın en eski sinagoğunu ya da savaş sırasında gittiği Saraybosna´daki bir diskoteği anlatırken aynı heyecanı duyuyor.
- Daniel Rondeau, I´Express
Fransa´da ya da başka ülkelerde olsun, yazarın her yolculuğu bizi büyülüyor.
- J. P. P. Hugoz, Le
Başka başka kaynaklarda, Milattan 657 veya 658 yıl önce kurulduğu belirtilen İstanbul'un bu tarihler dikkate alınarak yapılan hesaplamayla bu kitabın yayımlandığı yıl 2660 yaşında bir yerleşim olduğu ortaya çıkar. Bunca zaman içinde, resmi ve gayriresmi birçok ad verilmiştir bu yerleşime. İlk adı ise, "Byzas"tır. Peki şimdi kullanılan adını nasıl almıştır? Ayrıca, "Ne demek İstanbul"? Yalnız yerleşimin adı değil, yerleşimdeki birçok semtin, mahallenin, caddenin, sokağın, yapının vb. adları nereden geliyor?
Özet:
Turizmi sosyolojik boyutlarıyla ele alan, turist-yerel halk ilişkilerini ve farklı kültürlerin turizm açısından toplumsal eğilimlerini inceleyen bu kitap, özellikle üniversitelerimizde örgün turizm eğitimi gören öğrencilerimize, turizm sektöründe çalışanlara, akademik çevrelere ve ilgilenen herkese yararlı olacak temel bir eser niteliğindedir.
İçerik:
1. Bölüm: Sosyoloji ve Turizm Sosyoljisi
2. Bölüm: Turizmin Topluma Etkilerini Belirleyen Temel Faktörler
3. Bölüm: Turizmin Ekonomik, Fiziksel v
Bu anıları Lübnan`da heykeltıraşlığın öncüsü Yusuf el-Huveyyik, edebiyatçı bayan Edfik Caridini Şeybub`a anlatmıştır. Eser, el-Huveyyik`in Paris`te Cibran ile beraber geçirdiği 1909-1910 yıllarına ait anıları içermektedir. Bu sıralar her ikisi de daha ömürlerinin baharındaydı. Her konuda görüş alışverişinde bulunuyor, bütün düşüncelerini birbirlerine açıyorlardı. Bu kitapta Cibran`ın Paris yaşantısı, nasıl düşündüğü, nasıl düş kurduğu, hayata, sanat devrimine ve aşka bakışı ilk defa olarak bütün gerçekliğiy
Cerrah Çelebi'nin Boncukları - İkinci El
Bir garip adam 1948´den beri cerrahlık yapıyor, düşünüyor, hatırlıyor, gülüyor, geziyor, görüyor, yazıyor, okuyor, öğreniyor, anlatıyor, gülmeyi ve güldürmeyi seviyor, karikatürlerine bayılıyor, sohbetten hoşlanıyor, dedim ya, garip bir adam, yaşıyor...
(Arka Kapak)
Aurelius Augustinus`un felsefi birikimiyle Hıristiyanlık öğretisini kendi hayatı çerçevesinde tartıştığı İtiraflar`ı ortaçağın en önemli metinlerinden biridir. Jostein Gaarder`in, bu itiraflarda sözü geçen sevgilinin bir mektubu olarak sunduğu Hayat Kısa-Vita Breviste Floria Aemilia, bir yanda dünyevi arzularıyla mücadele eden, bir yanda da ruhunu kurtarma çabasındaki bir papazı kadın gözüyle sunuyor okura..
(Arka Kapak)
İnsanlık serüveninin, tarihin, entrikaların, yıkımların, aşkların, ihanetlerin, ikiyüzlülüklerin yanı sıra tüm güzelliklerin, peri masallarının, yiğitliklerin dolu dolu yaşandığı güzeller güzeli İstanbul´u her yönüyle tek bir kitabın sayfaları arasına sığdırabilmek ne mümkün!
Gerek Bizans, gerek Osmanlı dönemlerinde bu yörede ortaya çıkmış olan bütün önemli ve ilginç olaylar, bölgenin anıtları, önemli yapıları, bunların öyküleri, varsa efsaneleri kitabımızın konusunu oluşturmaktadır.
(Arka Kapak)
Mekanın cenet olduğuna inandığım babam merhum Ragıp Akyavaş hem ahlâkı ve ilmi ve hem de vatanperverliği ve milletperverliği ile her zaman gözlerimi kamaştırmıştır. O bir devrin son temsilcilerindendi. Yedi ceddinden İstanbullu ve hakikî bir İstanbul sevdalısı idi. Merhum´un başta Halkçı, Zafer, Adalet ve Son Havadis gazeteleri olmak üzere muhtelif gazete ve dergilerde neşredilen makalelerini, radyo konuşmalarını O´nu hiç unutmayan muhterem okuyucularının da teşvikiyle hazırlanmıştır.
Konstantinopolis, İstanbul, İslambol, Çarigrad, Dersaadet
Nasıl adlandırırsanız adlandırın İstanbul tarihin en eski devirlerinden beri toplumların sahip olmak istediği, kurulduğu dönemden bugüne önemini koruyan nadir şehirlerden biridir. Bizans imparatorluğu zamanında Meryem´e adanan, Osmanlılar döneminde ise fethi müjdelenen şehirdir. Günümüzde de hem Hristiyan hem de İslam dünyasının en ihtişamlı yapılarını barındıran bu şehrin gelecek nesillere aktarılabilmesi İstanbulluların yaşadıkları şehrin tarihini
Bu kitabın çerçevesini, Yeni Tarih Dergisi´nde yayımlanan "Boğaziçi´nde Bir Tetkik" başlıklı, adım adım, semt semt Boğaziçi´ni gezdiren tarihi bir tefrika oluşturmaktadır. Ortaköy´e neden Ortaköy dendiğini, yahut Yuşa Tepesi´ndeki mezarda yatanın kim olduğunu okurken Boğaziçi´nin etnik, dinsel ve sınıfsal çeşitliliğini, yüzyıllar boyu bu iki kıyıya sahip olmak uğruna yaşananları ve İstanbul´un ne denli büyük bir mirasa ev sahipliği ettiğine de tanık olmaktayız.
"Boğaziçi´nde Bir Tetkik"i tamamladığını düşü
Evliya Çelebi ( 1611 - nach 1983 ), der osmanische Reisende aus Passion, hat uns in seinem zehn starke Bande umfassenden Fahrtenbuch ( Seyahatname) eine lebhafte und farbenfrohe Beschreilbung eines groben Teiles des Osmanischen reiches im 17. Jahrhundert und eines Teiles seiner Nachbarlander hinterlassen. ( Arka Kapak )
Hasan Yılmaz ve Nihat Kaşıkçı yıllarca Türkiye´de gazetecilik yaptıktan sonra, ilgilerini farklı coğrafyalara yönelten, kaşif ruhlu iki araştırmacı. Bu keşfetme meraklarının bir sonucu olarak yaptıkları gezilerinin notlarını, Elips Kitap, beş kitaplık bir dizi hâlinde okuyucuyla buluşturuyor.
Bu çalışmaları, benzeri gezi kitaplarının soğuk gözlemci yanından çok farklı kılan özellik, yaşama ve insana dair ne varsa tarih bilinciyle de yoğurarak aktarması. Orta Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Karade
Sanıyorum, 40'lı yılların başıydı. Daha ilkokuldaydım. Bir gece evde hep birlikte yemek yiyorduk. Babam, damdan düşer gibi, 'Hanım, biliyor musun bugün ne yaptım?' dedi. 'Kırk yıl düşünsen aklına gelmez: Kadıköy taraflarında tarla aldım!'
'Tarla mı?!' diye sordu annem. 'Kadıköy'de?! Ayol ne yapacağız tarlayı biz?'
Beyoğlu, Balıkpazarı'ndaki evde doğup çocukluğunu yine aynı evde sürmekte olan benim için de Kadıköy taraflarında tarla sahibi olmak, Ay'a gitmekten de öte, inanılmaz bir şeydi.
(Kitaptan)
Eser T
Osmanlı İmparatorluğundaki gündelik yaşamı anlatan en ilginç belgelerden biri Rålamb, saraya İsveç kralının elçisi olarak gelmişti. Çok ilginç ve öğretici olan bu günlük aynı zamanda oldukça eğlencelidir. Okur, Rålamb´la birlikte dönemin İstanbul sokaklarında dolaşır, kayıkla Boğaz´a ya da Marmara adalarına kürek çeker, Belgrat ormanındaki su kemerlerini seyreder, Eyüp´ü ziyaret eder Yanmış bezelye tadında bulduğu Türk kahvesinden ilk yudumu onunla birlikte alır, göçmen kuşları geri dönmeye zorlayan 1658
Bu kitapta, güzel yurt Anadoluda yaşayan insanların yani bizim insanımızın öyküsü anlatılmaktadır. Acılarla, hüzünlerle, sevgilerle, yürek tıpırtılarıyla, onca yaşanmışlıkla satır satır örülen öyküler. Her metin, yaşanmış bir anın sıcaklığını püfür püfür bir samimiyetle duyuruyor. Bazen anlatmaktan, duyurmaktan bir adım öte geçip insaflı, sadakatli ve dikkatli bir gözlemci yazarın derin bakışıyla kare kare gösteriyor.
Hiçbir abartmaya ve yapmacıklığa düşmeden sahih bir duyarlılıkla yaşadıklarını tatlı tatl
Bizim için sekiz asır süren Endülüs islam medeniyetinin ışıl ışıl aydınlattığı bu memleketin özel bir önemi vardı. ümmetin hatıraları vardı... Üniversitelerinde İbn Arabi, İbn Haldun ve İbn Rüşt gibi kitaplarını zevkle okuduğumuz, varlıklarıyla iftihar ettiğimiz ve hatıralarıyla avunduğumuz düşünürleri, yazarları yetiştiren, harikulade kültür iklimi...
İÇİNDEKİLER
İLK İSPANYA GEZİSİ
İspanyol Polisi
Toledo Neresi?
Veyl Mağluplara
Madrid
İspanyada Türkler ve Müslümanlar
İspanya ve Türkiyede Medya
Arena ve M
Trenden şikayet ettiler. Canım, bu devenizden daha iyi değil mi? demem üzerine ağzı güzel laf yapan biri: Hayır, iyi değil! Deve insana dokunursa zarar vermez. Deve coşarsa nihayet ağzından köpük çıkar. Buysa (lokomotifi parmağıyla göstererek) giderken kime rastgelirse parça parça ediyor. Coştuğu zaman sesi, devemizi, koyun ve keçilerimizi ürkütüyor. Yüklü develerimiz ürküp yüklerini değiriyorlar. Coştuğunda ağzından duman, ateş, kıvılcım püskürtüyor. Geçtiği yerde ateş külü bırakıyor. Devenin eti yenir, sü
Ünivesite öğrenciliğim yıllarından başlayarak yaşadığım ilginç olayların başında II. Dünya Savaşı yıllarında ülkemize yağan Bilgin Yağmuru gelir. Bu kitapta öncelikle, Hitler zulmünden kaçan Yahudi kökenli bilmadamlarını ve onların sayesinde ülkemizde gerçekleştirilen eğitim reformunu anlatıyorum.
Anılarımı kaleme alırken, bizzat yaşadığım diğer ilginç olayların yanısıra, tıpkı bir kuyrukluyıldız gibi bir kez rastlanan sıradışı (fenomen) insanlar dan hangilerini tanımış olduğumu da bir bir düşündüm: Prof.
Bu yaşam, kısa bir yolculuk. Ebedi yolculuğunuza çıkmadan önce, yaşamınızı en eğlenceli şekilde geçirdiğinizden ve dünyadaki en kayda değer yerleri gördüğünüzden nasıl emin olabilirsiniz?
Törenler, festivaller ve diğer özel günler, yaşamın tadı tuzudur ve bir insanın yaşayabileceği en derin kültür deneyimleridir. Gidilen yeri anlamlı kılarlar, dünyanın geri kalanının neye inandığını, neye değer verdiğini, neyi kutladığını ve neyi doğru kabul ettiğini anlamamız için bize bir pencere açarlar. Hatta bazen bizi
Kitap Hakkında Bilgi: Dünya hayatına ayak basan hiçbir insan yoktur ki,hergün seyahate çıkmasın,hergün hayatın menzillerini adımlamasın! Ne var ki her insanın seyahati, tıpkı hayatı gibi farklı oluyor. Hayatı köyde geçen bir insanın, evi ve tarlası arasında kat ettiği menzil onun seyahati:İpekyolunu baştan başa ve aylar süren zamanda adımlayan bir kervancınınserencmı da onun seyahatidir.
Bir kaya sarmaşığının yaşayabilmesi için kayaya tırmanması, toprak altına ekilen bir tohumun, yaşamak için toprağı yarıp
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Alışveriş Sepeti
