Her müslümanın dinin görevlisi olduğu fikrinden yola çıkarak dört mezhep uygulamalarını tablolarla anlatan farklı bir ilmihal. Bu kitap ile bütün dini vecibelerinizi yerine getirebilirsiniz.

Evinizin rahatlığında sohbet aramayın, bu kitabı okuyun. Bir hocadan sohbet dinlemenin tadını alacağınız alanında farklı bir eser.

Mevlüt Özcan'ın Milli Gazete'deki köşesinde çok beğenilen Pazar yazılarının bir derlemesi.

Mevlüt Özcan'ın Milli Gazete'deki Sabır köşesinde güncelliği geçmeyen yazılarını Pirincin İçinde Taş Var Anne adıyla derlemiştir.

Milli Gazete'de yayınlanan yazıların bir derlemesi daha. Dünyanın şu andaki hali, gidişatı ve geleceği ile ilgili öngörülerinde yer aldığı bir solukta bitirilebilecek kadar akıcı bir kitap.

İmânın iki kolu ibadet ve ahlak üzerine güncel yaşamın sarhoş eden dönüşümünü işleyen Hancı Sarhoş Yolcu Sarhoş, bu kısır döngüden çıkış yollarının haritasını da veriyor.

Hayatımızın her döneminde birilerini takip ediyoruz, izliyoruz, hatta taklit ediyoruz. Benzemeye çalışıyoruz. Ya asıl benzememiz gereken Peygamberimiz (s.a.v)'e hiç benzemeye çalışıyor muyuz? Benzeyebiliyor muyuz? Örnek aldığımız hiç oluyor mu?

Biz her zaman Allah deriz: -Rabb'ımıza Ya Allah deriz. -Şeytandan Mevla'mıza sığınır Euzu billah deriz. -Bir işe başlarken Bismillah deriz. -Verse de alsa da Elhamdülillah deriz. -Hayran kaldığımızda Maşallah deriz. -Pişman olduğumuzda Estağfirullah deriz. -Sevindiğimizde Allah-u Ekber deriz. -Üzüldüğümüzde İnna lillah deriz. Bütün bunlar bize Allah (c.c.) lafzının dilimize pelesenk yapmamız gerektiğini ikaz etmiş oluyor. Çünkü Allah (c.c.) diyen kurtulur.

Siz nasıl bir babasınız, ya da nasıl bir baba olacaksınız? Bu sorunun cevabını benim gibi sizler de merak edin, lütfen... Çocuklarına paranın, mevkinin, makamın, rahatın, lüksün yolunu gösteren bir baba mı? Yoksa; Edebin, erdemiz, namusun, şerefin, hayanın, haram-helalin hudutlarını gösteren ve öğreten bir baba mı olmak gerekir? Siz hangi babalıktan yanasınız? Cevabınızın merak ediliyor olduğunu bilmelisiniz. O halde?...

Ehl-i dünya, dünyayı cennet yapma telaşında. Lüks merakı toplumumuzu silkeliyor. Topyekün helake gidiyoruz. Hastalıklarımız kafaları hızla betonlaşıyor. Vurdum duymazlıklarımız tehlike sinyalleri veriyor. Gösteriş hastalığı, lüks hastalığı, israf hastalığı, mal yığma hastalığı, kendinden başkasını düşünmemek hastalığı, kanser hastalığını çoktan geçti. Kişilik kazanmak, ilim, irfan, kültür, ve ahlak sahibi olmak için az bir harcamayı bile lüzumsuz görenler gösteriş yapmak için ömürlerini harcıyorlar. Evlerd

Asırlar öncesinden asırlar sonrasına, Allah (cc.)'ın dostu Mevlana bir kural uçurmuş. Buyurmuş ki; Tilkileri kümeslere sakın ola ki müdür yapmayın. Yaparsanız başınız beladan kurtulmaz. Ülkeyi hortumlatırsınız. Bizde bunun aksi yapılmış. Hemde uzun yıllar tilkiler kümeslere müdür tayin edilmiş. Tilkinin müdür olduğu kümeste tavuk ve yumurta kalır mı? Elbette kalmamış. Hele bir de ülkeyi tilkilere teslim etmişseniz...Vay o ülkenin haline.. Vay o milletin haline...

Her Müslüman Yürüyen Kur'an olmak mecburiyetindedir. Yürüyen Kur'an demek, Müslümanın hayatının Kur'an ölçülerine göre olması demektir. Her şeyinin Kur'an gibi olması demektir. Müslümanın hayatının Kur'an'ı aksettirmesi demektir. Hepimiz Kur'an'ın aynısı olalım. Nasıl mı? Cevapları bu kitapta...

Cümle alem diyebileceğim bir çoğunluğun ölümden korkması dikkate alınırsa, bu konunun mutlaka kitlelere anlatılması gerektiği anlaşılır. Ölüm bir gerçek. Ölümden kaçış yok. Peki Biz ne zaman öleceğiz? Bugün mü? Yarın mı? Bu hafta mı? Bu ay mı? Bu yıl mı? Hangi ayda, ya da hangi senede? Bu gerçeği bilenler ölümden kaçışın olmadığını anlayacaklar. Tevbe kapısı! Kabir kapısı! Tabut kapısı! Ve... Bir gün bize de Ölmüş diyecekler.. Hepimiz mazi olacağız. Nasıl öleceğiz? Cevabını Peygamberimiz (sav)'in dilinde