Dede Korkut, Oğuz´ların her problemini çözen, her sıkıntıyı gideren, ak sakallı bi rbilge kişidir. Böyle biri gerçekten yaşamış mıdır, yoksa sonradan belleklere kazınılmış bir şahsiyet midir, bilinmez. Ama bilinen tek gerçek var ki; o da her şeyiyle dört dörtlük bir insandır o. Hal böyle olunca, devlet adamları ona danışır. Kopuzunu çalıp söylemesiyle çocuklar ad alır. Beyler arasında arabulucudur. Az ama öz konuşur. Çünkü her sözü hikmet doludur.

Sevimli Damla'nın yani Cingöz Damla'nın hayatı, bir anda değişir. Çünkü hem bir kardeşi olacağını hem de afacanlıklarıyla meşhur çok sevdiği sınıfının bir şikâyet üzerine, diğer şubelere dağıtılacağını öğrenir. Müfettişler, sınıflarına düzelmeleri için bir ay zaman vermiştir. Bu arada, okulda, il bazında düzenlenecek olan bilgi yarışmasına hangi sınıfın katılacağını belirlemek için çekilen kurada da Damla'nın afacan sınıfı çıkar. Bu yarışmayı bir fırsat olarak gören Damla, afacan olduğu kadar tembel de olan

Tuba'nın son sözlerini hatırlamış ve aklımın arka taraflarında kalmış gizemli bir sorunun cevabını bulmuştum. Tuba bana kalbini onardığımı bu nedenle bir kalp ustası olduğumu söylemişti. Bu söz dünden beri karşılığını aradığım sorunun cevabıydı. Eğer ben yaptıklarımla bir kalbi tamir etmişsem herkes edebilirdi. Herkes, çevresindeki üzgün birinin üzüntüsünü giderebilir, kırık kalpleri onarabilirdi. Bunu hem erkekler hem kadınlar, hem gençler hem yaşlılar, hatta çocuklar bile yapabilirdi.

Kendi tabiri ile Sessiz yaşayan Akif, alçakgönüllülük ve dürüstlüğün sembolü gibidir. Hiç kimseye boyun eğmeyen, hiçbir büyüğe dalkavukluk yapmayan, bir şairimizin tabiriyle dosdoğru bir adam´dır o. Nitekim kendisi bu özelliğini, Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek şeklinde dile getirir. Dostu düşmanı tarafından hayatta hiç yalan söylememiş bir insan olarak nitelendirilen Akif, Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ikisine ömrü boyunca bağlı kalmıştır.

Mehmet Akif, bilimin önemini ve buna göre çalışmanın yararını anlatmayı iş edinmiş bir kişidir. Milletine ve memleketine candan bağlı, hürriyet ve bağımsızlığa aşık, dürüst, inançlı, gerçek bir aydındır. Uygarlığı şekli taklit ve özenti olarak görenlere şiddetle karşı çıkar. Derin kavrayış sahibi, uygar bir insandır. O, bir karakter abidesi olarak anılmıştır. Öyle ki onun görüşlerini benimseyemeyenler ya da şiir anlayışına katılmayanlar bile onun sağlam kişiliğine saygı duymuşlardır. Hüseyin Cahid Yalçın´ın

Kimler peygamberleri sever? Herkes peygamberleri sever! Ben severim! Sen seversin! Timbil denilen o çocuk sever. Herkes peygamberlere bayılır! Çünkü peygamberler insanların önderleridir. İnsanlara mutluluğun yolunu göstermişlerdir. Uyarı ve öğütlerde bulunmuşlardır. Kısacası onlar süper iyidir! Ve iyi bir insan nasıl olmalı sorusunun tek kesin cevabıdır onlar! Ve tahmin edin bakalım sevgili peygamber severler size ne söyleyeceğim? Yine şanslı gününüzdesiniz. Çünkü bu hikaye peygamberler hakkında! Hem de he

Yeri, gökleri ve arasındakileri mükemmel ve noksansız bir şekilde yaratan Yüce Allah; hem kendi varlığının bilinmesini sağlamak hem de kulluğu sınamak amacıyla akıl ve irade sahibi bir canlı yaratmış ve ona özelde topraktan gelen anlamına gelen Âdem, genelde ise akıl ve irade sahibi tür manasını karşılayan ins adlarını uygun görmüştü. Dünya hayatında bulundukları sürece ‘hayr ve şer' yani ‘iyilik ve kötülük' adı verilen kutuplar arasında gidip gelerek sınanan insanlar bu yolculuklarında yolgösterici rehber