Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
(x)Büyüyenay Yayınları
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 234 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Kemalettin Şükrü (1878-1940) tarafından, Nasreddin Hoca'nın hayatının fıkralarından hareketle ve dönemler halinde bir roman olarak kaleme alındığı bu kitap bildiğimiz kadarıyla ilk örnek çalışmalardan biri. İlk olarak Nasreddin Hoca'nın Timurlenk'le Mücadelesi dışında İkdam Gazetesi'nde 1929'da 63 sayıda tefrika edilmiş akabinde de 3 kitap halinde yayımlanmıştır. Sonradan bu 3 kitaba Hoca'nın Timurlenk'le Mücadesi de ilave olmuştur. Kitapta yer alan çizimlerin çoğunluğunu ressam Münif Fehim yapmıştır. Yaza
75 TL.
Tükendi
Sinop'un tarihine dair bugüne kadar çok az sayıda çalışma yapılmış olup, yapılan çalışmalar da belirli dönemler ile sınırlı olduğundan, ilk çağlardan günümüze Sinop tarihini anlatan temel başvuru kaynağı niteliğinde bir araştırma ve inceleme eseri mevcut değildir. Mevcut çalışmalarda, arşiv kaynakları ve ana kaynakların kullanımı çok sınırlıdır. Bu çalışma Sinop'un tarihini; 1214'te Türk hâkimiyetine girişinden, 1923'teki Cumhuriyetin ilanına kadar olan zamanı ele almaktadır. Belgeler ve ulaşılabilen bütün
155 TL.
Tükendi
Bu çalışma, gayet basit ve hâlis bir niyete bağlıdır; Mektûbât-ı Rabbânî'de ele alınmış tevhîd ve ilgili bahislerin yer aldığı birçok farklı mektûbu, 3 cild içinden süzüp ayıklayarak, müstakil bir eser bütünlüğü içinde derlemek... Belki böylece, Ahmed Fârûkî Hazretlerinin tevhîd ve vücûd bahsi etrafında, gerek Muhyiddin İbnü'l-Arabî ve tâbi'lerinin vücûdun birliği görüşüne karşı yönelttiği eleştirel ve tashih edici düşüncelerinin; gerekse Zât ve Sıfatlar, Vücûd - Adem, A'yân-ı Sâbite, Âlem-i Vehim, Zâhir -
285 TL.
Bu eser, Özün Özü-Lübbü'l Lübb, Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin Fütûhât-ı Mekkiyye isimli eserinden seçilen bir bölümün İsmail Hakkı Bursevî tarafından tercüme ve şerhidir. Osmanlı tasavvuf düşüncesinin önemli isimlerinden birisi olan ve velut yazar kişiliği ile naklî ilimler alanında oldukça kapsamlı bir külliyat bırakan mutasavvıf ve âlim İsmail Hakkı Bursevî, İbnü'l Arabî'ye ait bu eserin içinden seçtiği alıntılara faydalı bilgiler, soru ve cevaplar, konuyu anlaşılır kılan misaller ekleyerek yaklaşık kırk say
275 TL.
Cahit Zarifoğlu, tanıdığımda kırk yaşındaydı. (Benim yaşım yirmi dörttü o zaman). Kırk yaş bir olgunluğun ifadesidir. Yedi yıl sürdü bu tanışıklık. Kırk yıl ve yedi yıl sonra ölüm onu aramızdan çekip götürdü. Aradan yıllar geçti; şairin öldüğü yaşa ulaştım. Allah ömür verdi o yaşları on-on bir yıl geride bıraktım şimdi. Bir şair dostun söylediği gibi biz yaşça ondan büyüğüz*' artık. Ancak Zarifoğlu söz konusu olduğunda ben hâlâ yirmi beş- otuz yaşlarındayım o ise kırklı yaşlarındadır. 0 hep bir ufuk olarak
250 TL.
Yüce Hedefler Kitabı bir kılavuz kitap. Dünyanın, hayatın, insanın hallerine ilişkin bir yol gösterici. Mâverdî'nin en çok okunan ve başka dillere çevrilen başyapıtı. Bir hikmetler, şiirler, düşünceler antolojisi. Akıl, bilgi, değer, din, insan psikolojisine yön veren duygular, dostluk, sevgi, evlilik, siyaset, çalışma hayatı... Bütün bu konu çeşitliliği devrinin hikmet ve şiirleriyle buluşarak, harmanlanarak berrak bir su gibi günümüze akıyor. İnsana ve hayata ait her durum, her hal kadim bir düşünürün bil
395 TL.
Tükendi
Mehmet Akif Ersoy'un kendi el yazısıyla kaleme aldığı orijinal nüsha olan bu meal, Kur'an-ı Kerim'in ilk kırk sayfasını içermektedir. Çizgili okul defterine rik'a el yazısıyla yazılan meal, Fatiha Suresi'nden başlayıp, Bakara Suresi'nin 252. ayet-i kerimesi dahil iki cüzdür. Akif tarafından Elmalılı M. Hamdi'ye gönderilen bu mealin üzerinde gerekli araştırmalar yapılmış, Akif'in kendi el yazılarıyla karşılaştırılmış ve bu orijinal nüshanın Akif'e ait olduğu kesinlik kazanmıştır. Akif, en güzel anlamı verebi
36 TL.
Tükendi
İnsan, insanda büyür. İnsan, insanda dinlenir. İnsan, insanda huzur bulur. İnsan, insana tutunur. İnsan, insanın umudu; insan, insanın sevgi toprağıdır. Vatan, gönüllerdir. Vatan; gönüllere ektiğimizdir, gönüllerdeki yerimizdir. Aidiyetimiz gönülleredir. Köklerimiz gönüllerdir. Doğru gönlü bulamayan insan, kendine uygun toprağı bulamamış bir tohum, sürekli savrulan, kökünden koparılmış bir mültecidir. Tohumumuz önce anamızın toprağında hayat bulur. Var olmamıza bir ilişki vasıta olur. İlişkilerle doğar, ili
150 TL.
Toplumlar kendi bünyelerine özgü çözümlerle sorunlarını çözmeye çalışmaz ve özellikle de yabancı toplumların işgal ve saldırıları altında kalarak misyonerler yahut kâşifler gibi görülen sömürgeciler tarafından kendi kültürlerinden koparılmaya çalışılırlarsa -ki Batının İslâm toplumlarıyla ilişkisi uzun zamandır bu istikamette ilerlemektedir- bünyeyi mikroplara karşı korumak üzere savunmaya geçen akyuvarlar gibi düşünülebilecek olan bir kendi değerlerini sahiplenme ve direngenlik eğilimi gelişecektir. Eliniz
243 TL.
İslâm bilim tarihinde taşlar hakkında yazılan en eski eser, Aristoteles'e mâledilenKitâbu'l-Ahcâr'dır. Günümüzde yalnız Arapça tercümesi bulunan ve kaynak dildeki metni kayıp bueser, mineraller hakkında son derece şaşırtıcı gözlem ve bilgilerin bâtıl inançlarla iç içe geçtiği, farmasötik kimyadan simyaya, simyadan İskender hikâyelerine uzanan geniş bir tayftır. Arapçaya mîlâdî9. yüzyılın ilk yarısında çevrildiği tahmin edilen eser, aynı konuda nispeten geç dönemde yazılmış başka kitaplara önemli oranda kayn
187 TL.
Tükendi
Çiçekler... Çiçekler hayatımızın en mühim anlarında bize eşlik eden yegâne varlık değil midir? Sevinçlerimizi, taze açmış, parlak, saf bir çiçekle süslemez miyiz? Hastalarımızı gönüllere ferahlık ve âsûdelik veren bir çiçekle ziyaret etmez miyiz? Bizim için pek sevgili olan kaybettiklerimizin toprağına ateş gibi kızarmış bir karanfil bırakarak yüreğimizi kavuran bu acıyı sessizce dile getirmez miyiz? İşte, Şark'ın ve Anadolu'nun hisli insanları dile getiremediği veya dile getirse de hakkıyla anlaşılamamakta
61 TL.
Tükendi
Bistâm'ın kuzeyindeki Harakân köyünde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak, 963 yılında dünyaya gelen Ebu'l-Hasan el-Harakânî'nin İslâm irfan tarihinde kurucu bir etkisi olduğu biliniyor. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin naklettiği bir menkıbeye göre, Bâyezîd-i Bistamî, Harakân'dan büyük bir Hak dostu çıkacağını önceden haber vermiştir. Attâr, İbn Sînâ ve Gazneli Mahmud'un onu ziyaret etmek için Harakân'a geldiklerini kaydeder. Nakşibendiyye silsilesinde önemli bir yer verilen ve Üveysîliği üzerinde özellikle du
36 TL.
Tükendi
Yapılan bir işin, ortaya konan bir ürünün yada bir hareketin benzerini yapmak anlamına gelen nazire, edebî bir kavram olarak kabaca bir esere benzer başka bir eser vücuda getirmek şeklinde tanımlanabilir. Nazirecilik Türk şiirinin en köklü ve en yaygın geleneklerinden biridir. Gelenek, Divan şiirinin varlığını sürdürdüğü bütün asırlar boyunca önem ve tesirinden bir şey kaybetmeden devam etmiştir. Öyle ki, eski şiirin tamamen ortadan kalktığı Cumhuriyet devrinde dahi nazirecilik geleneğinin etkileri görülme
189 TL.
Tükendi
Fuzûlî'nin en güzel eserlerinden biri olan bu eser Sıhhat u Maraz, Hüsn ü Aşk, Rûhnâme ve Hikâye-i Rûh isimleriyle anıla gelmiştir. Bu isim çokluğunun sebebi metnin konusundan kaynaklanmaktadır. Aslında eser iki bölümden oluşmaktadır: Sıhhat u Maraz ile Hüsn ü Aşk. Hikâyeyi okuyanların da fark edeceği üzere, hikâyenin bu birinci bölümünde eserin yazıldığı dönemdeki klasik tıp bilgisi özetlenmiştir. Aynı zamanda vücudu ele geçirmeye çalışan Maraz ile bunu engellemeye çalışan Sıhhat'in hikâyesidir bu bölüm. H
140 TL.
Tükendi
Cami mimarisinde özellikle klasik dönem Osmanlı mimarisi üzerine yazılıp çizilen geçmişten gelen kaynaklar mevcut olmakla birlikte bunların günümüz Türkçesine kazandırılıp kayıt altına alınanları oldukça azdır. Bu yüzden camilerle ilgili mevcut kaynaklardan teorik ve pratik bilgiler bugüne ulaşmadığı için ancak mevcut eserlerden giderek bazı düşünceler ileri sürülebilecektir. Bu kitap bir anlamda kaynak olarak bir başvuru el kitabı olma özelliğini böyle bir ihtiyaçtan almaktadır. Çalışmamızda özellikle neo-
43 TL.
Tükendi
2. Mahmud dönemi Şeyhülislamlarından Yasincizade Abdülvehhab Efendi, İran'a sefir tayin edilip yola çıktığında maiyyetinde Bozoklu Osman Şakir nâm bir mütercim de vardı. Osman Şakir Efendi, sadece Farsça mütercimliği vazifesiyle kafileye dahil olmamış aynı zamanda Üsküdar'dan hareket eden heyetin İran'a kadar olan güzergâhını da resimlemiştir. 19 Ekim 1810 tarihinde İstanbul'dan Tahran'a yapılan yolculuğun anlatıldığı, konaklanan kasaba ve şehirlerin resmedildiği Sefaretnâme'de 31 adet resim yer almıştır.
45 TL.
Tükendi
Hasan Bey-zade Ahmed Paşa, 17. asrın ilk yarısında yaşamış bir Osmanlı devlet adamıdır. Medrese tahsili görmüş, Rumeli ve Anadolu'da çeşitli hizmetlerde bulunmuştur. Onun yaşadığı dönem, Osmanlı Devleti'nin klasik yapısında birtakım arızaların belirmeye başladığı yıllardır. Bu nedenle dönemin aydınları, sultanları ve idarecileri ikaz edici mahiyette siyasetnâme eserleri kaleme almışlardır. Hasan Bey-zâde'nin, Usûli'l-hikem fî Nizâmi'l-âlem adını verdiği kısa eseri de, bu amaçla derlenmiştir. Sultan II. Osm
150 TL.
Bu esere konu olan 1724 İstanbul Antlaşması, daha önce Osmanlı tarihinde benzerine rastlanmayan bir diplomatik belgedir. Zira bu antlaşmayla, bir müslüman devlet (Osmanlı) ile bir Hıristiyan devlet (Rusya) ittifak yaparak, diğer bir müslüman devletin (İran) topraklarını harita üzerinde paylaşmışlardır. Bu taksim, bir yönüyle 20. yüzyılın başlarında batılı güçlerin, Orta-Doğu'yu masa başında düz hatlarda ilerleyen sınır çizgileriyle bölmelerini hatıra getirmektedir. Gerçekten de söz konusu antlaşmayla Kafkas
335 TL.
17. yüzyıl Üsküp'ünde yaşamış̧ sıra dışı bir Osmanlı kadını. Adı Asiye. Ebubekir Efendi'nin kızı. Onu günümüze taşıyan şeyhine yazdığı rüya mektupları. Rüyalar yalnız gören kişinin durumunu yansıtmaz. Gören kişi gibi rüyalar da bireysel, sosyal ve kültürel etkenlerin ürünüdür. Başka bir deyişle rüyalar bireyden topluma, coğrafyadan tarihe, inanış biçimlerinden kültüre çok sayıda kaynağın izlerini taşır. Bu nedenle de çok boyutlu, çok katmanlı bir anlamlar toplamını içinde barındırır. Bu açıdan bakıldığın
170 TL.
Mutlu bir tesadüf bize neyi hatırlatır, en çok? Bir melekçe izlendiğini, görevini yapıp yapmadığını sorgulaman için yeniden bir fırsatın verildiğini anladığın o bulutsu anların varlığı gibi... Kimseye anlatamazsın. Çocuksu sevinçlere açılır kapıların. Yüreğinde serçe cıvıltılarıyla, yaşarsın işte. Ömür imkânsızlıklardan imkâna geçiş gibi tatlı. Tabiat dediğin şey, mucizelerle dolu. Bir sabah, nerede olduğun mühim değil- sağanağa tutulmuşsun yağmurda yürümeyi unutmuş olduğunu hayretle fark ediyorsun. Kendi
210 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 234 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3