el-Gli, elinizdeki eseri yazma nedenini şu şekilde açıklamaktadır: "Şeyh, izah edilen bütün ilimlerin manalarını bu kitapta (Fütûhât-ı Mekkiyye) topladığını ve onları beş yüz elli dokuzuncu bölümde ima ettiğini söyler. Bu güzel kokuyu biriktirip topladığı ve değeri yüce, önemi büyük olan bu ilmi harika bir telif, ilgi çekici ve güçlü bir üslupla sağlam bir şekilde sıkıca büktüğü ve bu bölüme yerleştirdiği şeylerin anlaşılması akıl sahiplerinden çoğuna, tamamen muğlak kaldığı için bu bölümü, kitabın bütün m

Abdülkerim el-Cîlî'nin İnsân-ı Kâmil adlı bu eseri, İslâmda tasavvuf düşüncesinin nadide örneklerindendir. Hicrî 8. yüzyılda yaşamış olan Cîlî'nin en önemli özelliği, şeriat ve tasavvuf arasında çekişme ve yoğun tartışmalar yaşanırken, düşüncelerinin Kur'ân veya Hadîs ile çelişir şekilde yorumlanmasının mümkün olmadığı iddiasıdır. Ona göre yazdığı her cümle, mutlaka şeriatin temel kaynaklarında karşılığı olan düşüncelerin kaleme dökülmüş halidir. Bu bakımdan, şeriat-hakikat onda ve özellikle de bu eserinde,

Abdülkerim el-Cîlî, İnsan-ı Kâmil adlı eserini okuyanlardan şunu rica etmektedir. Bu eserde sizlere sunduğumuz ve izahına çalıştığımız bütün konular, Kur'an-ı Kerim ev Hadis-i şerifler ile doğrulanmış durumdadır. Şayet bu eserde Kur'an-ı Kerim ve hadisi şerife ters düşen bir ifade görürseniz biliniz ki, o sizin anlayışınıza ters düşmüştür. Yoksa benim izahına çalıştığım konuyla ters düşmez. (Arka Kapak)

Hiç kuşku bulunmamaktadır ki, İslamî tasavvuf kitapları müridin hikmetler ve sufî kurallara ulaşmasına yardımcı olduğu gibi Allah Teâlâ'ya varmak için "seyr-ü sülûk"a giren müridin haller ve makamlara ulaşıp onları elde etmesine de yardımcı olur. Bu kitaplardan, İslamî makamın hükümlerini, imanî makamın nurlarını ve ihsan makamının sırlarını gerçekleştirebilmenin keyfiyetini ilham olarak almak ister. Allah Teâlâ'nın şu buyruğuna ulaşmak için: "Yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et" (el-Hicr/99) Bu

İnsan herhangi bir şey icad etmek istediği vakit önce zihninde o icada ait bir düşünce var olur. İcadın bütün ayrıntıları düşünce içinde meydana gelir, daha sonra yapım aşamasına geçilir.Tıpkı bunun gibi, âlemlerin yaradılmasından önce oluşan ilk şey Hakîkat-i Muhammediyye dir. Mevcûd olan ne varsa bu oluşumun kendisinden ortaya çıkmıştır. Yani yaradılış Hakîkat-i Muhammediyye ile başlamıştır ve var olan her şey varlığını ona borçludur. Bu açıdan bakıldığında, insanın yaradılış sebebini idrak etmesi ve ken

Hâl İlmine geçmek için idrâke erişmek gereklidir.. Bu ise TEVHÎD İLMÎ başlangıcı olan BESMELE ŞERIF hakkında bilgi sahibi olmakla, öğrenmekle ve de en önemlisi sevmekle mümkündür... PEYGAMBER EFENDİMİZ buyurmuştur ki; www.kitaptakipcileri.com BESMELE ile başlamayan her iş noksandır!. BESMELE, her kitabın anahtarıdır! Kitab-ı mübîn Besmele ile başlamaktadır. O kitabı okumak isteyenler öncelikle YARADANI sevmek zorundadırlar. www.kitaptakipcileri.com Çünkü, sevgi bilmeyi zorunlu kılmaktadır... İnsanoğlu bil