Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Sevinç Çokum
Sıralama : Göster :
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Sevinç Çokum, Balkan coğrafyasına Yahya Kemal'in imlediği gibi bakıyor. Yazarlık hayatının ikinci romanı olan bu metinde Çokum, bir göç hikâyesi anlatıyor. Bu göç, bizim aslında çok yakından bildiğimiz bir mecburi göç. Sürgün elbette: Osmanlı'nın kaybettiği Balkanlar'dan ayrılmak zorunda kalan bir ailenin çeşitli bireyleri üzerinden bütün göçlerin o temel duygusuna, o büyük hüzne varıyor. Bir yanda ölümler, bitmeyen zorlu yolculuklar, kendi toprağından ayrılmanın derin üzüntüsü; öte yanda dirayet, kenetlenm
67 TL.
Türk öykücülüğünün zarif sesi Sevinç Çokumdan bir Kurtuluş Savaşı romanı. Romanın mekânı, Osmanlının kuruluş toprağı olan Söğüt. Karakterler çok boyutlu ve derin: Yusuf, Esma, Kayalı Süleyman, Nafiz Bey, Selim ve dahası. Karton olmayan, sığlıktan uzak karakterler. Lirik ve konuşkan. Cumhuriyetin kuruluş tomurcuklarını, sırf yazılı belgelerle değil, o coğrafyada yaşamış Ali Amca, Memiş Dayı gibi gerçek kişilerden dinledikleriyle hikâye ediyor Çokum. Bilmediği bir coğrafya üzerine konuşmuyor anlatıcı; bild
37 TL.
Tükendi
Savaş bizim irademizden doğsa da kaderimiz gibidir. Biz yönetenleri dünya karışıklıklarının sergilendiği bir yerde, bir zaman parçasında bekliyordur. Bilsen o sıcak uykuları nasıl aradım, soluk kesen bir tipiden sonra atımı donmuş nehrin üzerinden buzun çıtırtılarını duyarak geçirirken artık ölümün daha rahat, daha kolay bir şey olabileceğini düşünmüştüm. Senden uzak olmanın yanında ölüm ne ki Dilara? Ben seni unutmuş olsam da görmesem de, gördüğümde tanımasam da senin bendeki izin, bıraktığın kızıl pas si
83 TL.
Evlerinin Önü, Sevinç Çokum'un Makina ve Derin Yara isimli iki ayrı kitabındaki öykülerden oluşuyor. Öyküler arasında yazarın çocukluk dönemindeki gözlemlerinden esinlendikleriyle birlikte, 70'li ve 80'li yılların bunalımlarına uzanan örnekler yer alıyor. Farklı kesimden insanların zıt dünyalarını resmeden Çokum, Anadolu'dan büyük şehirlere okumaya veya çalışmaya gelmiş yoksul ve orta halli gençlerin siyasi çatışmalar içinde eriyip gidişlerine tanıklık ederken, aynı zamanda yakın tarihimizin yaşanmışlık tab
59 TL.
Beyaz Bir Kıyı, Sevinç Çokum'un 1994'teki Fas seyahatinin ardından varlık bulan, birbirinin devamı niteliğinde bir öyküler toplamı. Şiirsel bir üslupla örülen kitap, Mağrip'in eski büyülü dünyasına girerek modern hayatla çelişkileri masalsı bir düş atmosferinde dile getiriyor. İncelikler, dostluk, sevgi, inanç gibi değerlerin gölgesinde insanın dünyadaki evrimi, değişimi, çapraşık ve tutkulu kavgası sergileniyor. Bir yandan da Fas'ın eski mahalleleri vurucu ve izlenimci tablolar halinde yansıyor sayfalara.
51 TL.
?Tepeşehir düğümü, ?Himmet olayı ve bunları çözmeye çalışan Süsen Divitçi. Birisi intihar çizgisine gelecek, fakat kim? Gece Rüzgârları boyunca bu sorunun cevabını arayan Sevinç Çokum, Süsen'in 126. rüyasındaki izlerden yola çıkıyor. Birbirine geçip bütünleşen iki ayrı hikâyede gizemden gizeme koşturuyor okuyucuyu. Çokum, Özal devrinin toplum ve özellikle kentteki kadın üzerinde yarattığı etki ve değişimleri de romana fon olarak örüyor. Şehrin çarpıklaşan çehresi içinde ideoloji kargaşasından sonra çıkar
59 TL.
Tükendi
Sevinç Çokum Gülyüzlüm'de, köyden kente göç olgusu etrafında kendi birikim ve gözlemlerini bir ana-kız İkilisi üzerinde yoğunlaştırıyor. Onların verdikleri sahipsiz savaşı ortaya koyuyor romanda. Kültür çatışmasını temel alan ve yaşanmışlığı fark edilen bu ana-kız hikâyesinde, gelişmekte olan Ayşenaz'ın uyumsuzluklarıyla birlikte dünyasının duruluğu unutulmazlaşıyor. Tabii Gülyüzlüm adının gerisindeki güçlü anne de... Otobüs şehrin sık yapılarını geride bırakıp, henüz kıştan çıkmamış, çıplak, uykuda ağaçlar
54 TL.
27 Mayıs sonrası... Ayrışmaların yeni fikirlere gebe olduğu çatallı dönemde üniversite öğrencisi yeni yetme bir kız... Ve genç kızın teleskobundaki en parlak gezegen Aypare... Aypare Türkiye'de kadının geldiği, vardığı, parladığı ve söndüğü noktaları çok iyi kavramış, aydın olmanın yalnızlığını tatmış bir öncü. Akılcı, bireyci toplumcu, fakat seven bir kadın... Sevinç Çokum, Deli Zamanlar'da Aypare'yi, çevresindeki insanları, onun politika ataklarını, insanların düşmanlıklarına toslayışını, kırılışını ve ye
16 TL.
Tükendi
Romanlarında genellikle toplumsal meselelere, kitlesel hareketlere dikkat çeken Sevinç Çokum, hikâyelerinde daha çok insan hayatının gözden kaçan inceliklerine işaret ediyor. Rozalya Ana'da ise kadın olmaya, acı coğrafyalarının kadınlarınayoğunlaşıyor. Göç veren topraklarda kalan taraf olmanın ağır yükünü Rozalya Ana'nın şahsında anlatıyor. Rozalya için zaman neydi ki... Yetişeceği bir şey değildi artık zaman... Gençliği ötede kalmıştı. Bir trenden el ediyordu, arkadan sıkma başörtüsü, duru yüzü, çekme gözl
56 TL.
Bu ülkede nasıl gelirsin bir yerlere ha? Daha bilmiyorsun. Kimseye minnetin yok, öyle mi? Özgür kuş! Seni de koyacaklar bir kafesin içine! Yürü, diyecekler, yürüyeceksin. Dur, diyecekler, duracaksın. O irade seni de zayıf bir noktandan yakalayacak sonunda. Şeklini çizecek senin, benim çizdiğim grafikler gibi. Al, diyecek, sana bir elbise, bir biçim, bir surat! İşte senin işlevin bu! İşte sen busun... Sevinç Çokum, belirsiz bir zamanı ele aldığı romanını, gerçekler ve gerçeküstü olaylarla kurguladı. Romanda
64 TL.
Modern Türkçe edebiyatın diri sesi Sevinç Çokum, 2000'li yıllara adım atan Türkiye'nin yakın geçmişine dair etraflı bir muhasebe yapıyor. Sınıf çatışmaları ve sanatçının hayatla ne denli iç içe olabildiği gibi temel meseleleri incelikle ele alıyor. Ankara, İstanbul, Yalova üçgenindeki dört eski arkadaşın serüveniyle paralel ilerleyen romanda, 1999 depremi ve neredeyse aynı dönemde ama yalnızca dimağlarda yaşanan diğer bir büyük sarsıntının, sonuçları açısından ne kadar benzer olduklarını görüyoruz. Peki
59 TL.
Çocukluğun orada duruyordu, bir kapı aralığında; kapıya yazıyordun harfleri istekle. Birisi, yüzü olmayan bir şekil, fener tutuyordu sana... Öğretiyordu. Hadi öğren öğreneceklerini... Kolay değildir hayat denilen bu kitabı okumak. Satır satır, harf harf... Her harf iç kanatır! Hadi yüklen, taşı bakalım harfleri, satırları... Sevinç Çokum. Türk öyküsünün açık penceresi. Bazen nazlı bir tül. Bazen rüzgârda çarpılmış ses. Satır satır, harf harf yüklü. Türkçe, yaratıcı bir taştır onda. Tam anlamıyla taştır...
54 TL.
“Pek çok şey sökülüp atılmıştı yerinden. Teknolojinin en son ürünleri gelirken eski paslı, emektar makinalar, darbe gerilimleri, son dakika haberlerinin tansiyonları, ikinci baskıları, kâğıt stokları, bekçiler, müvezziler, uzun soluklu karlarda Anadolu’ya haber yetiştirenler, yetiştirirken ölenler, donanlar... Herşey bir rüzgâra kapılıp dağılıp gitmişti. Verilmiş sözler… Bir sehpa kıyısında simit kaşarla geçiştirilmiş öğle yemekleri unutularak, önlerinde ceketlerini ilikledikleri ağabeylerini, ablalarını
409 TL.
Güzele Bakan Karınca, Sevinç Çokum`un 1990`dan bu yana Türkiye Gazetesi`ndeki haftalık Edebiyat Sohbetlerinden seçilmiş yazılarıdır. Çokum, bu yazılarında edebiyatla birlikte dil, tarih, sanat, gelenek ve görgüler, İstanbul Özlemi eskinin terkibi ile yeniyi oluşturmak, insan, çocuk, hayvan sevgisi üzerinde yoğunlaşmış, inancımızdan renkler taşımıştır.
373 TL.
Sıralama : Göster :
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1