Bu kitapta, yaşanmış büyük tarihi olaylardan ziyade, kendi çaplarında olay olmuş masum şeylerin ilginç tarihçeleri var. Sadece yazılı değil, sözlü tarihe de başvurularak derlenmiş bu kitap, tarih dersi fobisi olanların, tarihi sıkıcı bulup alerji kapanların bile rahatlıkla alıp okuyabilecekleri, hatta okurken yer yer gülebilecekleri bir merak gidericidir. Gözlüğü burnumuzun üstüne kim koymuş? Gitar nasıl ortaya çıkmış? İlk ayakkabıyı kimler giymiş? Makyaj nereden gelmiş? Gelinlik neden giyilmiş? Yoğurt

İnsana, "Sen kaç ben onu oyalarım"diyen dünya hayatına aldanıp, ölümden kaçabileceğini zannedenler... imamın kayığına binince, "Kaptan müsait bir yerde indiriver!" deyip yarı yolda ineceğini düşünenler... "Ay hepimizin gitçeee yer orası"genellemesiyle kendine teselli arayanlar..."Benim gözüm toprağa bakıyor. Anam burnuma helva da kokuyor. Gidiciyim ben gidiciii!"diye korkudan kafayı yiyip, ölmekten beter olanlar... Müjde! Bu satırları okuyorsanız hâlâ yaşıyorsunuz demektir. Evet, davayı çoktan çaktığınız ü