Kerem, yaşadığı pek çok şeye Allah'ın güzel isimleriyle cevap bulup yolunu aydınlatıyor ve kafasındaki sorulara bu güzel isimlerle yanıt veriyordu. Kerem ile Esma-ül Hüsnaların şifalı dünyasına girmeye hazır mısınız?

Arkadaşlar benim hiç suçum yok! Ömer kandırdı beni. Tatil yapacağız! Tatil yapacağız! diye getirdiği yere bak. Resmen vahşi doğada yaşıyoruz. Bir gün koyunlar saldırıyor, ötekisi gün kazlar. Tarlada, şurada burada çalışmamız da bedavası. Kim ister canım böyle bir yerde tatil yapmak? Ben de istemem. Ama ne yapalım? Başa geldi, çekeceğiz. Siz ne mi yapacaksınız? Size sadece yaşananları okuyup gülmek kalıyor. Gelin tarlada bize yardım edin! desek gelemezsiniz. Gülün bakalım gülün. Benim adım Erdemse, ben bunu

Ayrılık düşer bazen yolumuzun üzerine... Kimin Bu? der, hemen alırız yerden. Hâlbuki almasak, tutmasak, sahibi için saklamasak bize yapışacak, bizi kovalayacak değildir. Peşimize düşecek değildir. Zira o bize âşık değildir. Lakin insan, bir yönüyle hep gitmeye müpteladır. Gelip ayrılık onu bulmasa da o gider, mutluluk sarayının kapılarını kırar, ayrılığı bulur. Bu roman sanıyorum biraz da bunun öyküsü. Yani bile bile yaşanan, aranılan, arzulanan, ayrılıkların öyküsü. Hüsnün değil, hüznün öyküsü...

Bu çalışmada Cumhuriyetin kuruluşundan gününümüze kadar olan dönemde Türkiye´de uygulanan dış ticaret ve kur politikaları analiz edilmiştir. Bizi bu çalışmaya iten neden dış ticaretle ekonomik kalkınma ve büyüme arasındaki güçlü bir ilişkinin varlığıdır. Bu bağlamda Türkiye´de uygulanan dış ticaret ve kur politikalarının analizi tarihsel süreç içersinde analiz edilmiştir.