Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Selim Gündüzalp
Sıralama : Göster :
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
1850'li YILLARDI. Viyana Hastanesi'nde doğum yapan her yüz kadından en az ellisi, lohusa Humması denen hastalıktan ölüyordu.Hastanede görev yapan profesörlerin hemen hepsi, bu işi ebelerin ve asistanların uğursuzluğuna bağlıyordu. Ancak Dr. Semmelweiss, onlarla aynı fikirde değildi. O, tıp öğrencilerinin ellerini hiç yıkamadan doğumhanelere girip çıktıklarını farketmiş ve kendi yönettiği bölümde, tüm doktor ve doktor adaylarının, ellerini kireçli su ile yıkamalarını istemişti.Yirmisekiz yaşındaki Dr. Semmeh
100 TL.
Tükendi
KUDÜS FATİHİ, Büyük kumandan Selahaddin Eyyubi, üstesinden geldiği bunca şaşalı işlerin yanında, son derece mütevazi bir hayat sürerdi. Bir kimseyi haksız yere incitmekten Allah´a sığınırdı. Engin bir hoşgörüsü ve umman gibi merhameti vardı. Bir gün, bir kölesinden su istedi. Köle bir kadeh suyu aldı geldi. Fakat su, Selahaddin´in içemeyeceği kadar soğuktu. "Bu çok soğuk, biraz ılık olsun!" dedi. Köle kadehi aldı gitti. Az zaman sonra, hamam suyu gibi, neredeyse sıcak bir kadeh su ile geldi. Sultan Sela
100 TL.
Tükendi
SULTAN GAZNELİ MAHMUD devri idi. Günlerden birgün, çarşı pazarı dolaşan Sultan, elindeki sopanın ucuna astığı bir kâğıda "Adalet İstiyorum!" yazmış, sokak sokak dolaşan ihtiyar bir kadın gördü. Ancak o sırada başkaca işlerle meşgul olduğundan, bu garip manzaraya pek ehemmiyet vermedi. "Acaba bu kadına nasıl bir haksızlık edilmişti ki, ortalıklarda böyle dolaşıyor?" diye sormadı. O gece rüyasında bir kuyuya düştüğünü gördü. Her ne kadar çabaladı ise de, o kuyudan çıkamadı. Kan, ter ve korku içinde: "Çıkar
100 TL.
Tükendi
Yeryüzünün, en önemli ve en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul, MÖ. 479 yılında Isparta Kralı Pasvanias´tan beri, sultanların ve büyük kumandanların fetih rüyalarının geçtiği baş mekandı. Bindokuzyüzotuziki senedir gerçekleşmeyen bu büyük rüyayı, tarihler 1453´ü gösterdiğinde, ar-tık genç bir kumandan görmekteydi. Üstelik, onun uğruna canını hiçe sayacağı Peygamberler Pey-gamberi (asm.), İstanbul´un bir gün mutlaka feth olunacağını müjdelemiş; İstanbul´u feth edecek kumandan ve askerleri de, büyük bir
124 TL.
Mehmet Akif, bir çoğumuz tarafından sadece İstiklâl Marşı´nın şairi olarak bilinir. Oysa onun hayatı tek bir kareye sığmayacak kadar ilginç ve renklidir. Bir yandan okulunun en başarılı öğrencisidir; diğer yandan da yüzmenin, gülle atmanın ve güreşin ustalarındandır. Veteriner fakültesini birincilikle bitiren Akif, yirmi yıllık memurluk hayatının yanı sıra kendini geliştirmeyi ve okumayı asla terk etmemiştir. Fransızca´yı, Arap Edebiyatı ve dilini en iyi derecede bilir ama kendi diline de son derece hâkim
14.81 TL.
Tükendi
Selim Gündüzalp’in, kalbinin tüm samimiyeti ile kaleme aldığı bu kitap, bir dua kitabı değil, ama dualı bir kitaptır. İlk satırından son kelimesine kadar, bir dua hali ve şuuru ile yazılmıştır. Gayesi odur ki, şu hayatın dağlarvari dalgaları arasında, kırık bir tahta parçası üzerine, fakir ve kalbi kırık bir yolcu olan bizler, Allah’ın sonsuz rahmet ve merhametinin dergahında, her zaman, her halimizde ve her müşkilimizde dua edelim. Çünkü ‘var’ olduğumuzu bize dualarımız söyler. Çünkü, kim olduğumuzu bize d
130 TL.
YETMİŞALTINCI YAŞ GÜNÜNDE, ihtiyar ilkokul öğretmenimi ziyarete gitmiş-tim. Karısı ile birlikte, bahçedeydi. Öğretmenim çimenleri suluyor, karısı da çiçek saksı-larının toprağını değiştiriyordu. Beni gördükten sonra, işlerine ara verdiler. Hava güneşliydi. Bahçedeki masanın et-rafında oturmayı tercih ettik. Sohbete dalmışken, öğretmenimin bir komşusu gelip ci-vardaki çocukların zaman zaman bu çimenlerin üzerinde top oynadıklarını haber verdi. "Bunlara sakın yüz vermeyin" dedi. "Bu şartlar altında çimen ye
100 TL.
GENÇ İŞADAMI uçağa binmek üzere havaalanına geldi ve bilet denetimi yapılan masaya giderek elindeki valizleri teslim etti. "Biletimden anlayacağınız gibi, New York´a gidiyorum" dedi. Sonra da, valizlerini göstererek sözüne devam etti: "Ancak verdiğim yeşil valizin Londra´ya, mavi olanın da Paris´e gitmesini istiyorum." Görevli bayan, adama şaşkınlıkla cevap verdi: "Özür dilerim efendim ama, bunu yapmamız mümkün değil." Genç adam gülümseyerek: "Bunu duyduğuma çok sevindim" dedi. "Geçen yıl yapmıştınız
100 TL.
BİR KİMYA profesörü Nobel ödülü almıştı. Ödül töreninden sonraki ilk dersinde, öğrencilerinden biri kendisine şöyle bir soru sordu: "Efendim! Amerika´da üç binin üzerinde Kimya profesörü var. Ancak bu kadar bilim adamı arasında, ödülü size lâyık gördüler. Sizi diğerlerinden ayıran özellik neydi?" Profesör, bu farklı soruya önce bir tebessümle cevap verdi. Ardından da, kendisinden merakla cevap bekleyen öğrencisine şunları söyledi: "Doğrusunu söylemek gerekirse, hepsini anneme borçluyum! Çünkü ben küçük bir
100 TL.
Tükendi
Türkçe´nin, deyimler yönüyle zengin bir hazineye sahip olduğu şüphesizdir.Hepimiz konuşmalarımızda ve yazılarımızda bu hazineden faydalanırız, ama çoğumuzun, kullandığımız deyimlerin kaynağından habersiz olduğu da bir gerçek.Bunun en önde gelen sebeplerinden biri, bu deyimlerin ilk kullanıldığı durum ve olayların öykülerine ulaşabileceğimiz derli toplu bir çalışmanın hali hazırda bulunmayışıdır.İşte ´Deyimler ve Öyküleri´ dizisi bu sahadaki eksikliği gidermek amacıyla hazırlandı. ´İkinci Öykü Dizisi´ okuyuc
100 TL.
Tükendi
ORTA YAŞLI BİR BEY, traş olmak için berbere gitmiş. Berberin koltuğuna oturur oturmaz sormuş: "Usta söyle bakalım, saçımıza düşen aklar çok mudur, az mıdır?" Berber, umursamaz bir tavırla cevap vermiş: "Eh işte beyim, şöyle böyle ağarmış amma pek fazla sayılmaz." Bu cevap, beyin merakını daha da artırmış: "Yahu, benim yaşım daha kırk bile değil. Ağarmışsa, üç beş tel anca ağarmıştır diye düşünüyordum. Sen ise, şöyle böyle ağarmış dedin. Hele iyice bir bak," demiş. Berber, yine aynı umursamaz tavırla:
100 TL.
Tükendi
Seylan Adası´nda turistler, yüzlerce dalgıcın, denizin dibine dalarak, sepetlerine istiridye toplayıp gemiye çıkarmalarını, sonra bu istiridye toplayıp gemiye çıkmalarını, sonra bu istiridyelerin kabuklarını bıçakla açıp, içlerindeki incileri ayıklamalarını seyrediyorlarmış. Bu inci avcılarına başkanlık eden ihtiyar Hintli´den, incilerin nasıl oluştuğuna dair bilgi istemişler. İhtiyar Hintli şöyle açıklamış: İnci, istiridyenin kabukları arasına denizin dibinden rastgele giren herhangi bir kum parçası veya b
100 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1