Yıllardır hukuk ile siyasal bilimi birbirinden pek ayırmayan, ikisini birlikte inceleyen yapıtları ve yazıları okudum. Bir tek hukuku inceleme bana her zaman kuru bir iş gibi geldi. Siyasal bilimle doğrudan ilgilenmek ise, hukukçu olmam nedeniyle sanki kendi alanımdan çok uzaklaşıyormuşum ve yapmamam gereken işleri yapıyormuşum izlenimi verdi. Ayrıca, siyasal bilimin "bilim" olması nedeniyle beni aşan ve sayısal yöntemleri de bilmeyi gerektiren bir yönüne de pek ısınamadım. İşte yıllar içinde benim gibi hu

Günümüzde devletlerin hukuksal yapıları anayasalar tarafından belirlenmektedir. Anayasa, devletin niteliğini ve temel kurumlarını, özgürlüklerle kamu yetkisini, sınırlarını ve kullanma koşullarını düzenleyen hukuk kuralları bütünüdür. Anayasa üst norm olarak devletin hukuksal çerçevesini kurarken hak ve yetkilerin sınırlarını da belirler. Anayasal nitelikteki kuralların mutlaka yazılı olmaları gerekmez. İngiltere´de anayasal nitelikteki kuralların önemli bir bölümü teamüli niteliktedir. İnsan onuruna saygı

'Kriz, kesinlikle eskinin ölmekte olduğu, yeninin ise bir türlü doğamadığı gerçeğinde yakmaktadır; bu çatışma aralığında çok çeşitli ölümcül belirtiler ortaya çıkar' Antonia Gramsci, Prison Notebooks,s.276 Bu Çalışma on yıl önce gerçekleştirilmişti. Ancak çok çeşitli nedenlerle yayınlanamadı. Sonunda yayınlanıyor. On yıl önce yayınlansaydı daha iyi olurdu. Ne yazık ki, bu gerçekleşemedi. Ülkemizde siyasal bilim alanında Türkçe yayınların azlığı düşünülecek olursa bu on yıllık gecikmeyle de olsa kanım