Neşeli, eğlenceli bir Çankaya gecesinden sonra köşke çıkan gazeteci Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ü bilardo oynarken bulunca, bu fırsattan yararlanarak kaç zamandır düşündüğü şeyi söylemeye karar verdi ve, Paşam, şimdiye kadar sizin hayatınızı yabancı dillerde Frenkler yazdılar. Biz yanınızdayız. Sizi onlardan daha iyi tanıyoruz. İzin vermez misiniz? Yakup Kadri ile ben hayatınız ve eserleriniz hakkında bir kitap hazırlasak, dedi. Bilardo istekasını masanın üstüne bırakan Atatürk, dikkatle Falih Rıfkı'ya baktı

Bu dil ağzımda annemin sütüdür, diyen, Türk şiirinin en önemli duraklarından biri, Kelime kuyumcusu YAHYA KEMAL! Bir dönem İstanbul'unun gözü kulağı olmuş, Türkçenin renkli, parlak bir kullanıcısı, ince mizahçı AHMET RASİM! Heyecanlı yazı üslubunun Namık Kemal'den sonraki en başarılı temsilcisi, bugün nükteleriyle yaşayan keskin zekâ SÜLEYMAN NAZİF! Kendi alanlarının üç büyük ustası... En güzel şaka, yergi ve hazır cevaplarıyla yüzümüzü güldürmeye devam ederken bugüne de çok şey söylüyorlar.

... Vatan ve hürriyet kavramlarını bugünkü anlamda ilk kullanan, döneminin en coşkulu gazeteci, yazar, şair ve siyasetçisi NAMIK KEMAL! ... İşlek kalemini ve acı biberli dilini, baskıcı, ezici, çıkarcı yöneticilere ve yönetimlere karşı hiç çekinmeden kullanan hiciv üstadı ŞAİR EŞREF! ... Neyi, meyi ve heyheyiyle tanınan büyük sövgü ve fıkra ustası NEYZEN TEVFİK! Kendi alanlarının üç büyük ustası... En güzel şaka, yergi ve hazırcevaplarıyla yüzümüzü güldürmeye devam ederken bugüne de çok şey söylüyorlar.

İkisi bir arada! Süleyman Bulut, bu kitabında okurlarına iki farklı türle sesleniyor. Hangisiyim Bende herkese karmaşık gelen akrabalık ilişkilerini anlatıyor. Bir halk hikâyesinden esinlendiği Günaydın! Günaydın!da ise insanın içine düşebileceği durumlara değiniyor.

İstanbula Dönüş Yahya Kemale sorarlar: Üstat, Ankaranın nesini beğeniyorsunuz? Yahya Kemal, hiç duraksamadan yanıt verir: İstanbula dönüşünü!

Binbir Gece Masalları´nın akıllanmaz, uslanmaz kahramanı Gemici Sindbad, ne zaman bir gemiye atlayıp denize açılsa, başına olmadık şeyler gelir hep... İlk seferinde kendini bir balinanın sırtında bulur, ikincisinde Zümrüdüanka kuşunun ayaklarına yapışıp havalara uçar... Üçüncüsünde ise tek gözlü devin eline düşer... Durun daha bitmedi: Sonraki serüvenlerinde, deniz mezarlığında tek başına çaresiz kalır, kerpeten ayağın mengene gibi sıkıştıran ayaklarına yakalanır, kanatlı adamlarla gökyüzüne çıkar... Birbir