Sonucu Daralt
Kategori
Etiketler
Yayıncı
Fiyat Aralığı
Eser Sahibi
(x)Cengiz Dağcı
Sıralama : Göster :
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Gök Moğolların kökü sayılan Bozkurtla Alageyik'in Tibet dağından kalkıp, göl ve ırmakları yüzerek Burhan dağının yamaçlarına gelip yerleştikleri zamandan beri böylesine bir görüntüyü görmek az kimseye nasip oldu. Yulun Eke'nin oğlu karnı üstünde iki eli arasında tuttuğu kıpkızıl bir çul ile doğdu. Yulun Eke oğlunu Yesügey Bahadır'ın yüzüne kaldırdığı zaman çocuğun elleri arasında tuttuğu o kanlı çul parçası tüm savaşçıların ve Şamanların gözleri önünde göz kamaştırıcı bir parıltıyla parladı. Şamanlar, Yesüg
330 TL.
Esirlikten kurtulan ama hürriyetin tadına varamayan Cengiz Dağcı'yı anlatır.Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilimi konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum. Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz.
295 TL.
Kırım'daki çocukluk günlerinin saf ve canlı yansımaları Uzak ve ıssız yerlerden geliyordu Kızıltaşlıların ve Gurzufluların boğuk ve derinden derine acı çığlıkları kulaklarıma. Onlara özgü gerçeği hayal gücüyle okura duyurabileceğime inanıyordum. Bundan da fazla onların sesleriyle benim için ben varım soyundan ve bana güç verici bir yol açılıyordu ilerimde. Dışa kapalı bir yazar olamazdım artık.
316 TL.
Evet, onlar da insandır! Pavlenko'lar, İvan'lar, Kostyürk'ler, Vasil Dimitroviç'ler, Stepan'lar, belki bunu gülünç görecekler; ama nasıl görürlerse görsünler, ben eserimiz tekrar sakin bir dua ile bitirmek istiyorum. Romanımı kapatırken: Tanrım! diyorum. Onlar da insan! Acı onlara! Kendileri gibi, başkalarının da insan olduklarına inandır onları! Ötekiler, o hayvan gibi sürülüp götürülenler... Onlar da insandı.
358 TL.
Kocaları sürülen, yavrularının karınları düşman süngüleriyle deşilen kadınların talihi! Ak sakallarından tutup sürüklenen ihtiyarların talihi! Cephekerde, bize söven, yüzümüze tüküren düşmanlarımızın menfaatleri için, kanlarını sebil eden gençlerimizin talihi!.. Bu gece rüyama gene Şişkof girecek. Gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarını gösterecek. Sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması Rusya'ya karşı harp ettin diyecek! Gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. D
302 TL.
Yazarın ilgi çekici, hoş üsluplu bir başka romanı.
252 TL.
Polonya, İkinci Dünya Savaşı'nda Alman işgali altındadır. Ancak Ruslar da, diğer taraftan Polonya içlerine doğru ilerleyerek Almanları buradan çıkarmak niyetindedirler. Polonyalı millî direnişçiler Varşova'da Ruslar yaklaşırken, Almanlara karşı bir ayaklanma tertiplerler. Cengiz Dağcı kendisinin de şahit olduğu bu kanlı ayaklanma günlerini, babasını Birinci Dünya Savaşı'nda kaybetmiş, yirmi altı yaşındaki Teresa Zaromb'un gözünden aktarır. Teresa, ölüm ve korkunun hüküm sürdüğü bu günlerde bütün sevdiklerin
273 TL.
Ağır bir taş gibi oturdu Anneme Mektuplar yüreğimin üstüne yıllarca. Eserin yayınlanmış şekli elime geçince ruh dinginliği içinde buldum kendimi taş âniden kaldırıldı, yara kapandı, ve üstüme hoş bir hafiflik kondu Bugüne değin söylemek istediğim şeyleri beni mutlandıran, beni üzen, beni ayakta tutan ve yaşamama yardım eden şeyleri- Anneme Mektuplarda söyledim Anneme Mektuplara döktüğüm sevgi ve heyecanı annem bana yirmi yıl içinde nasıl aşıladıysa, aynı sevgi ve heyecanı neredeyse kırkbeş yıl boyunca bende
338 TL.
Sabahları sokakta duruyor, sırtımı binaların duvarlarına dayayıp kaldırımda koşuşup oynayan çocuklara bakıyor, onların yanına varıp onlarla beraberce oynayasım ve sevinesim geliyordu. Fakat kendilerini ürkütmemek için ancak uzaktan seyredebiliyordum. Gene de onlara bakarken kalbimin en derin bir yerinde hayattan büsbütün kopmadığımı hisseder ve gözlerimi kapatıp uzak Kırım'ı, Gurfuz'u görürdüm. Evet, orda. Dedemin, babamın kemikleri gömülü toprakta. Yalnız orada. Doğduğum topraklarda. Oranın göğü altında,
245 TL.
Yazarının son ciddi eseri olarak nitelediği romanıdır. ... Yok Burası koridor değildi! Kötü kimseler elinden tutup Kirovograd yoluna götürmüşlerdi onu. Kirovograd yolundaydı İzmail Tavlı. Kirovograd yolunun çamurları içine düşüp ölecekti. Kimse görmeyecekti; kimse ilgilenmeyecekti. Kendisini gören biri, Ölü dirilmez! Onu bırak ve yürü, diyecekti. Sese başka sesler katılacaktı. Yürü! Yürü! Yürü!
331 TL.
İki ay sürekli çalıştım öykü üzerine ve, bitirir bitirmez, bir tek cümlesini okumadan, müsveddesini toplayıp masamın en alttaki çekmece gözüne sakladım. Düşünmüyorum öykü üzerine. Kompozisyonundan, alışılmış öykü sınırları içinde kalıp kalmadığından emin değilim. Teknik yapısı dışında stili, sanatsal değeri üzerine de düşünmüyorum. Düşünmeye gerek duymuyorum. Ne ki, öyküyü yazdığım sürece, ihtiyar Savaşçı ve Melek hanımla birlikte, kendimin de bugünkü Gurzufa ve Kızıltaşa döndüğümü, ötekiler gibi, kendimin
288 TL.
Cengiz Dağcı, O Topraklar Bizimdi romanında bizleri yine mahzun Türk ülkesi Kırım'a götürüyor. Bu kez başkent Akmescit'in Çukurca köyüne... Onlar da İnsandı romanından tanıdığımız Çilingir?in oğlu Selim, Kızıltaş sürgününden kurtulduktan sonra Akmescit?te Rus eğitimi almış ve Çukurca köyüne Kolhoz reisi olarak dönmüştür. Toprağına can-ı gönülden bağlı Kırımlı köylüler Rus devletinin baskısından ve Kolhoz teşkilâtından öyle bezmişlerdir ki artık vatanlarından sürgün edilmemek ve hayatta kalabilmek adına sade
345 TL.
Cengiz Dağcı`nın İkinci Dünya Savaşını anlatan romanı.
273 TL.
İnsanın umutlu olması ne güzel!.. Türkçe isimlerini bilmediğim iki çiçek ektim üç yıl öncesi karşıki çitin dibine. Çiçekçinin verdiği malûmata göre Türk çiçekleriymiş; Türkiye'den getiriliyormuş. Yerden yarım metre kadar yüksek, eğreltileri hatırlatan koyu yeşil yaprakları arasındaki dalların ucunda zurna biçiminde çiçekleri pembemsi kızıl. Bahçemin en güzel bir yerine ektim. Geçen yılın yazı ilk kez çiçeklendiler. Çiçeğin ismini öğrenirim diye tanıdıklara sordum soruşturdum; bilen bir kimse çıkmadı. Nihaye
288 TL.
Yansılar'dan söz etmiyorum Regina'ya. Söz etmeye gerek duymuyorum. Ama Regina biliyor. Bu akşam da Yansılar'a gömülü otururken: Cengiz, sen ölünce senin ruhun hemen Kızıltaş'a dönecek, diyor Regina. Başımı Yansılar'dan kaldırmaksızın, Bedenimin dönmesini yeğlerdim, diyorum. Bilinmez, bedenin de döner belki Kızıltaş'a günün birinde, diyor Regina. Ve içim ısınıyor. Hoş bir sıcaklık kaplıyor bedenimi. Bir ara kendi mezarımı Kızıltaş'ta görür gibi oluyorum. Oysa biliyorum, Kızıltaş'ta mezarlık yok. Benim bildiğ
273 TL.
Kırım'ın hiçbir yerinde görmediğim hüznü ve bırakılmışlığı ben o gün Bahçesaray'da gördüm. Bahçesaray, Bahçesaray olduğu içindi belki, bu hüzün ve bırakılmışlık daha bir belirgin çarpıyordu göze. Sarayın çifte minareli Han Camii; geniş avlusunun orta yerindeki Kırım haritası şeklinde suyu çekilmiş mermer havuz; boş harem odalarının sedirlerinde kalakalmış işlemeli yastıklar, ve sarayın kuytuluğunda Gözyaşı Çeşmesi ölü ama bir türlü unutulmayan zamana yas tutuyorlardı âdeta. Sessizlik öylesine derin, öylesin
323 TL.
Yazayım yazmayayım, Yansılarla geçiyor akşamlarım. Nasıl bitsin, Yansılar benim aşkım, benim oynaşım. Kucak kucağayım onunla. Saçlarını okşuyorum; alnını, dudaklarını, gözlerini öpüyorum. Onun kucağındayken hayatımın bütünlüğüne ve sürekliliğine inanıyorum; üstelik yıllar öncesi terkettiğim yerlere dönüyorum onunla ara ara. Bütün sevdiklerim ellerini uzatıyorlar bana. Ellerimizi tuttuğumuz zamanlarda Yansıların eriyip etime ve canımın içine aktığını hisseder gibi oluyorum. Yansılarsız yaşamak zor. Hemen hem
323 TL.
Yazarın kendi kaleminden hatıraları...
25 TL.
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 18 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1