Lübnanın işlek caddelerinin birinde; alimlerden biri gezerken yanıbaşından hızla geçen motosikletli genç dikkatini çeker. Genç ani bir frenle bir büfenin önünde durur, aceleyle sandvicini alır. Bir taraftan sandvicini ısırırken hızlı bir şekilde seyrine devam eder. Alim gördükleri üzerine bu günün genci en temel ihtiyaç olan yemek için bile vakit bulamıyor, eline aldığı bir sandviçle hareket halinde ihtiyacını gideriyor. Peki bunlar yine temel ihtiyaç olan okuma ihtiyacını nasıl giderecekler? Bizler yazdığımız kalın kitaplarla bu gençlere ulaşamayız der. O günden itibaren sandviç diye adlandırdığı küçük el kitapları yazmaya başlar diye anlatmıştı bir arkadaşım.
Allah varlığını daim eylesin öteden beri pir-i aşk muhibbi olarak duyduğum Nuri Pakdil üstadın Sükût Sûretinde adlı kitabından arkadaşlar bahsettiğinde epey bir zaman kitabın biçimine, alışılmışın dışındaki sayfa düzenine bir anlam verememiştim. Ta ki, Ahid Kulesi adlı kitabında Militan adlı şiirini okuyuncaya kadar. Hep Batı tarafına yontan hoşgörü keserlerinin ülkemizi kasıp kavurduğu bir dönemde bir militanı bundan daha veciz tanımlayabilecek ve militan ruhluları yeni baştan motive edebilecek bir dil bulmak mümkün değildir.
İşte bu gün karar verdim ki üstad uzun uzadıya yazmaktansa sandviç şiirler yazarak kitaptan ve şiirden bıkan milletin ruhlarına ulaşabilirim diye düşünerek, direnç vitamini bol kitaplar ve şiirler yazmaktadır. Affına sığınarak üstadın şiirlerine sandviç şiirler diyorum. Benzetmenin asli anlamı şiirdedir.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.
Alışveriş Sepeti
